Günümüz gençliği, dijital çağın etkisiyle kendi arasında hızla evrilen bir dil kullanıyor. Sosyal medya, çevrim içi platformlar ve mobil uygulamalar bu yeni konuşma biçiminin temel kaynakları. Örneğin, “ss almak” terimi, İngilizce “screenshot” (ekran görüntüsü) kelimesinin kısaltmasından türemiştir. Türkçeye doğrudan çevrilmeden kullanılan bu ifade, bir konuşmanın ya da paylaşımın ekran görüntüsünü almak anlamına gelir ve günlük konuşmalarda sıkça “bana ss atsana” şeklinde kullanılır.
Benzer şekilde “ghostlamak” da İngilizce “ghosting” kavramından gelir. Bir kişiyle iletişimi aniden, hiçbir açıklama yapmadan kesmek anlamındadır.
Bu tür kelimeler yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde dijital çağın ortak dili haline gelen melez bir iletişim tarzının parçasıdır. Örneğin, “cringe olmak” (utanma hissi uyandıran bir durum), “stalklamak” (birini gizlice sosyal medyada takip etmek), “like atmak” ya da “postlamak” gibi ifadeler de İngilizce kökenli olup, Türkçe dil yapısına gençler tarafından uyarlanmıştır.
Flexlemek: Havalı bir şeyi göstermek, gösteriş yapmak.Örnek: “Yeni telefonunu story’de flexledi.”
Cringe olmak: Utanç verici veya yapay bir durumla karşılaşmak.Örnek: “O video bayağı cringe olmuş.”
Stalklamak: Birinin sosyal medya geçmişini detaylıca incelemek.Örnek: “Instagram’dan bayağı stalkladım.”
DM atmak: Doğrudan mesaj göndermek. (Direct Message)Örnek: “DM’den yazdı, tanıştık.”
Spoiler vermek: Bir filmin, dizinin veya kitabın kritik detayını önceden söylemek.Örnek: “Daha izlemedim, spoiler verme!”
Boomer: Eski kafalı veya teknolojiden anlamayan kişiler için hafif alaycı bir tabir.Örnek: “O yorum tam boomer işi.”
Fomo: “Fear of Missing Out” kısaltması; bir şeyleri kaçırma korkusu.Örnek: “Herkes tatile gidiyor, ben fomo oldum.”
Cancel’lamak: Bir kişiyi sosyal çevreden dışlamak, “iptal etmek.”Örnek: “O skandaldan sonra herkes onu cancel’ladı.”
Bu dil evrimi, küreselleşme, sosyal medya kültürü ve gençliğin hızla değişen ilgi alanlarının birleşimiyle oluşmuştur. Gençler arasında bu terimlerin kullanımı, yalnızca iletişimi hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda onların dijital kimliklerini ve sosyal aidiyetlerini de pekiştirir.