İletişim
Youtube
Instagram
ONLINE DERSLER

Türkiye Toplumunda Sabah Kuşağı Programlarının Sosyolojik ve Psikolojik Etkileri

  • Yaşam
  • 15.04.2025
  • 60 Kez Okundu
Türkiye Toplumunda Sabah Kuşağı Programlarının Sosyolojik ve Psikolojik Etkileri

Türkiye de televizyon, uzun yıllardır sadece bir eğlence aracı değil; aynı zamanda bilgi edinme, yönlendirilme ve hatta değer üretme platformu olmuştur. Özellikle sabah saatlerinde yayınlanan ve “sabah kuşağı” olarak adlandırılan televizyon programları, evdeki bireylerin — özellikle kadınların — yoğun ilgi gösterdiği içeriklerdir. Peki, bu programlar toplumu sosyolojik ve psikolojik açıdan nasıl etkiliyor?

1. Sosyolojik Açıdan Etkileri

Toplumsal Roller ve Kadın Temsili

Sabah kuşağı programlarının büyük bir bölümü ev hanımlarına hitap eder. Bu da kadını “evde olan, gündelik sorunlarla ilgilenen, duygusal olaylara duyarlı” bir figür olarak çerçeveleyen bir anlayışı sürekli pekiştirir. Toplumsal cinsiyet rolleri açısından bu durum, kadının kamusal alandan çok özel alanla ilişkilendirilmesine katkı sağlar.

Toplumun Normlarını Şekillendirme

Programlarda sıkça yer verilen cinayet, kayıp vakaları, aile içi şiddet ve ilişkisel problemler, seyircide bir tür ‘normalleştirme’ etkisi yaratabilir. Bu tür olayların sürekli gündemde tutulması, bir yandan farkındalık yaratırken, diğer yandan şiddet ve trajedinin sıradanlaştırılmasına neden olabilir. Bunun sonucunda toplum, dramatik olaylara daha az duyarlı hale gelebilir.

Gizli Yargı Mekanizmaları

Sabah kuşağı programlarında uzman görüşleriyle harmanlanan olay analizleri, kimi zaman yargı sürecinin önüne geçerek “medya mahkemeleri” kurar. Toplumun adalet algısı, bu programlar aracılığıyla şekillenebilir ve bazen yasal süreçten önce “kamu vicdanı” devreye sokulur. Bu da adaletin objektifliğini tehdit eden bir durum yaratır.

2. Psikolojik Açıdan Etkileri

Duygusal Yıpranma ve Kaygı

Sabah kuşağı programlarında işlenen ağır dramlar, cinayetler, kayıplar ve şiddet içerikleri, özellikle duygusal olarak savunmasız bireylerde yoğun stres ve kaygı bozukluklarına neden olabilir. Bu programlar uzun vadede travmatik içeriklerle sürekli teması olan izleyicilerde “ikincil travma” yaratabilir.

Gerçeklik Algısında Sapma

Bu tür programlar çoğu zaman gerçek hayatta ender karşılaşılan olayları sürekli tekrar ederek, bireylerin dünyaya bakış açısını değiştirebilir. İzleyici, kendi hayatında tehdit unsuru olmayan şeyleri tehdit olarak algılamaya başlayabilir. Bu da bireyin güven duygusunu zedeler.

Bağımlılık ve Kaçış

Bazı bireyler için sabah kuşağı programları, gerçek hayattaki sorunlardan kaçmanın bir yolu hâline gelir. Dramatik olayları izlemek, kendi problemleriyle yüzleşmekten kaçmak isteyen izleyiciye geçici bir rahatlama sağlar. Ancak bu da psikolojik anlamda sağlıksız bir kaçış mekanizmasıdır.


Sonuç: Bilinçli İzleyici Olmak Gerekir

Sabah kuşağı programları, toplumun belirli ihtiyaçlarına cevap verirken aynı zamanda birçok sosyolojik ve psikolojik sorunu da beraberinde getiriyor. Bu programların içerikleri daha sorumlu, daha bilinçli ve daha eğitim odaklı bir yapıya bürünmedikçe, etkileri tartışılmaya devam edecektir. En önemlisi ise izleyicinin bilinçli bir medya okuryazarı olması, izlediği içeriği sorgulaması ve eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmesidir.

Anonim

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK KONULAR

Anasayfa
Üye Girişi Yap
Sepetim (0)
Kitaplar
Paragraflar
Blog
İletişim