Kriz Nereden Çıktı?
İklim krizi, esasen insan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazlarının (özellikle karbondioksit - CO₂) birikmesiyle baş gösterdi. Sanayi Devrimi’nden bu yana fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz) yoğun şekilde kullanılmaya başlandı. Bu da atmosferin ısınmasına, yani küresel ısınmaya yol açtı. Dünya, son 150 yılda ortalama 1,1°C ısındı. Belki kulağa küçük bir sayı gibi geliyor ama bu artış; kasırgaların şiddetinden kuraklıkların süresine, orman yangınlarından deniz seviyesinin yükselmesine kadar zincirleme felaketlere neden oluyor.
Kime Zarar Veriyor?
İklim krizinin etkileri adaletsiz bir şekilde dağılıyor. En az karbon salımı yapan yoksul ülkeler, bu krizin etkilerine en çok maruz kalanlar. Kuraklık, sel, sıcak hava dalgaları, mahsul kaybı gibi etkiler en çok Afrika, Asya ve Güney Amerika’da hissediliyor. Aynı zamanda kıyı şehirleri – örneğin Bangladeş’teki şehirler ya da Pasifik adaları – deniz yükselmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Zengin ülkeler de bundan muaf değil: Avrupa'da orman yangınları artarken, Amerika'da sıcak hava dalgaları ölümleri beraberinde getiriyor. Türkiye de bu krizin tam ortasında. Son yıllarda artan orman yangınları, barajlardaki su seviyesinin düşmesi, mevsimlerin kayması hep bu küresel krizle doğrudan bağlantılı.
Sadece Doğayı Değil, Ekonomiyi ve Sağlığı da Etkiliyor
İklim krizi yalnızca çevresel bir mesele değil; aynı zamanda ekonomik, sosyal ve insani bir krizdir. Tarım verimi düşüyor, gıda fiyatları artıyor. Su kaynakları azalıyor, buna bağlı olarak su savaşları bile gündeme geliyor. Ayrıca sıcaklıkların artışıyla birlikte ısıya bağlı ölümler, vektörel hastalıklar (sivrisinek kaynaklı hastalıklar gibi) yaygınlaşıyor.
Çözüm Var mı? Evet! Ama Zaman Daralıyor
Bilim insanları çözümün hala mümkün olduğunu söylüyor. Ancak bunun için:
-
Fosil yakıt kullanımının azaltılması
-
Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş
-
Ormansızlaştırmanın durdurulması ve yeniden ağaçlandırma
-
Sürdürülebilir ulaşım ve şehir planlamaları
-
Tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekiyor.
Birey olarak da yapabileceğimiz çok şey var: Elektrik ve suyu verimli kullanmak, et ve süt tüketimini azaltmak, plastik kullanımını sınırlamak, yerel ürünleri tercih etmek ve en önemlisi iklim adaletini savunmak.
Son Söz
İklim krizi uzak bir gelecek sorunu değil. Yağmayan karlar, beklenmedik seller, artan yangınlar, solduğumuz hava... Hepsi bize bir şey anlatmaya çalışıyor. Bu krizi önlemek için hâlâ zamanımız var; ama zaman penceresi hızla kapanıyor. Hem dünya hem biz yanıt bekliyoruz: "Ne yapacaksın?"