Sürpriz: Yılanlar avlarını boğarak öldürmüyor
1994 senesinde, sıradan bir insan herpetolojist olmamasına rağmen yılanların avlarını boğarak öldürdüğü dogmasının, avın ölümünün boğma mekanizmasının bir gereği olarak dakikalar sürmesi gerekirken, bu olayının birkaç saniye içinde son bulmasından dolayı mantıksız olduğunu ileri sürdü.
Ona göre, yılanın kıvrılmış vücudunun yaratmış olduğu yoğun baskı avın kalbinin aniden durmasına sebep oluyordu. 20 sene sonra araştırmacılar bu iddianın doğru olduğunu kanıtladılar. Bu fikrin doğruluğunu test edebilmek için de, psikolog ve ekolojistler, boa yılanının etrafını sardığı bir farenin nabız ve tansiyonunu ölçtüler (yılanın resmi yukarıdadır). Vücuduna elektrot ve sonda taktıkları fareyi, laboratuar ortamındaki aç yılana sundular. Araştırmacılar, yılanın avını nasıl ısırdığını ve nasıl sarmalayıp sıkıştırarak yaraladığını gözlemlediler. The Journal of Experimental Biology’de yayımlanan sonuçlara göre, kemirgenin tansiyonunun düşerek kalbinin durması sadece 6 saniye sürüyordu. Kan dolaşımının aniden durmasının yarattığı kardiyak problem, fareyi öldüren asıl mekanizmaydı (hava yetersizliği değil). Ayrıca bu baskının, kandaki potasyumun vücuttaki dolaşımını engellemesinden dolayı, farenin kanındaki potasyum oranı artıyordu ve kalp krizi yaratacak etkide büyük kardiyak sorunlar yaratıyordu. Araştırmacılara göre, potasyum seviyesindeki artış, avın kaçması durumunda dahi, serbest kalan kan dolaşımı ile kan zehirlenmesine sebep olarak yılanlar için bir çeşit B planı gibi işlemekteydi.