Evren, dünya ve insan iç-içe geçmiş, birbirine benzeyen ve etkileşen sistemlerden oluşuyor.
Gelişen teknoloji ve bilimsel araştırmaların verileri Makro’da Mikro’nun, Mikro’da Makro’nun bulunduğunu ve evrende kendine benzeyen sistemlerin her boyutta yer aldığını bizlere gösteriyor. İnsan vücudunda yaklaşık 10 trilyon hücre; insan sağlığına yararlı 100 trilyon kadar mikrop ve doğal bakteri bulunuyor. Bu mikroskobik organizmaların toplamı insan vücudunun mikrobik bahçesini oluşturuyor ve buna “mikrobiyom” deniyor. Yeryüzü de vücudumuza benzer, yer tabakasına derimiz gibi bakacak olursak, üstünde ve altında yaşayan insan ve diğer canlılar da mikroorganizmalar gibidir. Uçakla yolculuk yapanlar dikkat etmişlerdir, yeryüzünden biraz yükseldiğimiz an aşağıda ne insan ne de başka bir canlı göremeyiz. Biraz yukarıdan bakıldığında bile mikroskobik canlılardan farkımız kalmaz.
Daha önceki çalışmalarımda kullandığım insan bedenine ait iç seslerle başlayan ses titreşimlerine olan merakım, yukarıda bahsettiğim bütüncül bakışla yer altı seslerine de yönelmemi sağladı. Mühendis arkadaşların yardımıyla Kandilli Rasathanesi’nden aldığım deprem verilerini insan kulağının duyabileceği sese dönüştürdüğümüzde, nefes darlığı çekip, sık nefes almaya başlayan, bronşlarından rahatsız bir insanın solumasına benzediğini fark ettim. Bunun üzerine Ankara, Gazi ve Bayındır hastanelerinin göğüs hastalıkları doktorlarının da desteğiyle, dijital steteskopumla çeşitli akciğer hastalıklarının ses kaydını almaya ve ses titreşimlerini de görselleştirmeye başladım. Uluslararası Sinop Bienali – Sinopale’nin 6. etkinliğinin davetli sanatçısıydım ve de ana başlığı “Transposition/Aktarım” idi. Tam da üstünde çalıştığım konuya uygun bir başlıktı. Ben de bronş seslerini görsele, görsel deprem verilerini de sese aktarıyordum. Sinop Boyabat’ta bulunan sismometreye ait 23-07-2016 tarihli 3 bileşen Sinop deprem kaydı verileri AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından projemde kullanılmak üzere gönderilmişti.
Sergide projemi iki ayrı parça olarak sergiledim, deprem verilerinin görsellerini camekanlı masa içinde sergilerken, çevirttikten sonra tekrarlarla çoğalttığım sesi de kulaklıkla izleyicilere dinlettim. Bronş sesi ve görseli için ise, içinde küçük bilgisayar ekranı olan üstü deri kaplı ve izlemek için özellikle büyüteç yerleştirdiğim bir kutu yaptım. Bir yandan da kulaklıkla bronş sesini dinlettim. Bronş seslerini veya diğer ses titreşimlerini görselleştirmek için, su veya sıvı bileşenlerde Cymatics (Simatik)* tekniklerini kullanarak makro video çekimi yapıyorum.
*Cymatics: Seslerin görsel dengini inceleyen bir bilim alanıdır.
Deprem ve bronşlardaki ses benzerliği benim varsayımım, Ancak hem depremin hem bronşun seslerini de hazırladığım videoda sizlere dinleteceğim, bakalım benimle aynı görüşü paylaşacak mısınız?