Geleneksel Japon estetiğinden ortaya çıkan Wabi-Sabi, kusurlu ve geçiciliğin kabulü üzerine odaklanmış bir bakış açısıdır. XV. yüzyılda süslemelere ve zengin malzemelere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Öne çıkan özellikleri arasında asimetri, basitlik, alçakgönüllülük, samimiyet ve doğal nesneler vardır.
Eğer Japoncanın geleneksel estetik duyarlılığını özetleyen bir deyim varsa, o da Wabi-Sabi olabilir. Üst üste binen tanımlarla iki eski kelimenin bir kombinasyonu olan wabi-sabi, varoluş gerçeklerinin Budist görüşüdür. Hem yaşam hem de sanat, kusursuz ve ebedi oldukları için değil, kusurlu ve geçici oldukları içindir. Mahayana Budist yaşamı, acı ve nihayetinde boş olarak işaretlenmiş, geçici bir yaşam anlayışı olarak doğmuştu, Wabi-Sabi bu tanıma, Japonların doğal süreçlere ve materyallere olan duyarlılığını, sadeliğini ve zevklerini ekledi. Klasik Batı’nın estetik idealleri; güzelliği, mükemmelliği, simetriyi ele almaktır. Wabi-sabi ise sağlam ve gerçekçidir. Hiçbir şey sürekli, hiçbir şey mükemmel değildir. Bu zor gerçekleri kabul etmek, daha derin bir güzelliğin gerçekçi takdirine kapı açmaktır. Wabi aslında, doğadaki yaşamın yalnızlığını toplumdan uzak bir şekilde tanımladı; Sabi yalın ya da solmuş, açan bir çiçek anlamına geliyordu. Fakat XIV. yüzyılda, iki kelime daha pozitif anlamlar almaya başladı. Wabi, doğada yalnız yaşayanların daha olumlu yönlerine vurgu yaptı. Bu sessiz, rustik bir sadelikti. Öte yandan Sabi, yaşlılıkta güzelliği, yıpranmış bir karakterde, zamanla gelebilen huzura, kaçınılmaz aşınmanın patinaya dönüştüğü ve yara izlerinin deneyim bulgusuna dönüştüğü güzelliğe ulaşmaya başladı. Kyoto’daki toplumun üyeleri bu gerçekliğin aydınlanmaya karşı olumlu bir adım olarak kabul edildiğini öngördüler. Aynı zamanda, Wabi-Sabi olarak bilinen basit, zarif işçilik, Japon yüksek kültürünü doğuran Çin sanatının ve kültürünün abartılı mükemmelliğine bir tepki olarak geldi. Böylece, Japonya kendine özgü bir estetik iddia etti.
Japonya’da, Wabi-Sabi’nin belirtileri ve etkileri her yerde kendini gösterdi. Kyoto’nun tapınaklarının yıpranmış odununda; yaprakların yosunlu zeminini örttüğü Japon bahçelerinde ve yüzyıl boyunca kayda değer bir değişim geçirmiş yaşlıların yüzlerinde. Wabi-Sabi günümüzde tasarım konferanslarında, sanat galerilerinde, sempozyumlarda, ev dekorasyon dergilerinde tartışılmaktadır. Modern tasarım ve mimarinin temiz, pürüzsüz çizgileri, Wabi-Sabi’nin düzensiz, asimetrik ve her zaman kavisli hatlarının karşıtıdır. Modernin teknolojik cilası ve görsel berraklığı, Wabi-Sabi’nin doğallığı ve belirsizliği gibi bir şey değildir. Japonya’da, diğer kültürlerde olduğu gibi, teknolojik mükemmelliğin yükselişi, doğal materyallerin ve organik süreçlerin mukayeseli bir şekilde değerlendirilmesini sağlamıştır. Dünyadaki sınırlamalarının farkındalığı arttıkça -Wabi-Sabi gibi bir kavrayışta yenilenmiş bir takdir kazandı. XXI. yüzyılda Japon kültürünün bir parçası oldu.