Nesli tükenmiş hayvanların hayata döndürülmesi fikri hala bilim kurgu gibi görünüyor olabilir. Ancak bilim adamları tüylü mamutun DNA’sını laboratuvarda üretilen fil hücrelerine naklederek bu amaca küçük bir adım daha yaklaştılar. Harvard genetikçisi George Church ve meslektaşları CRISPR denilen gen düzenleme tekniğini kullanarak küçük kulaklar, deri altı yağı, kıl uzunluğu ve rengi genlerini fil deri hücrelerine naklettiler. Bu çalışma henüz bilimsel bir dergide yayımlanmadı ve diğer araştırmacılar tarafından doğrulaması yapılmadı. Tüylü (ya da kıllı) mamutun (Mammuthus primigenius) binlerce yıl önce nesli tükendi, türün son örneği 3600 yıl önce ortadan kalktı. Fakat bilim adamları bu ve diğer türlerin ‘de-extinction’ denilen işlemle hayata geri döndürülebileceğini söylüyorlar. Ancak tüylü mamutları yakın bir zamanda etrafta göremeyeceğiz, “çünkü daha yapılacak çok iş var.” diyor Church. “Ama yapmayı planladığımız şey de bu”. Tüylü Mamut Geri Dönüyor! “Mamut DNA’sını fil hücrelerine ekleme uzun bir sürecin ilk adımı.” diyor Church. Sonrasında doğru özellikle üretip üretemediklerini görmek için hibrit hücreleri özelleşmiş dokular haline getirmek için bir yol bulmaları gerekiyor. Örneğin, araştırmacıların mamut genlerinin doğru renk kıl ve doku üreteceğinden emin olmaları gerekiyor. Ondan sonra takım, hibrit hücreleri yapay bir rahimde büyütmeyi planlıyor, çünkü bilim adamları ve hayvan hakları savunucuları hibrit hücreleri canlı bir filin rahminde büyütmeyi etik bulmuyor. Araştırmacılar eğer bu hibrit mamut-filleri hayatta tutabilirlerse, insan tehditiyle daha az karşılaşacağı soğuk iklimlerde yaşayabilen bir fil yapmayı umuyorlar. Bu hibrit yaratıkları hayatta tutabilirlerse daha çok mamut DNA’sını fil genomuna nakledip eski canavarları yeniden hayata döndürmeye çalışacaklar. Tüylü mamutlar yeniden hayata döndürülecek hayvanların tek adayı değil. 2003’te bilim adamları 2000 yılında nesli tükenen Pyrenean ibex‘i, keçinin donmuş doku örneğinden klonlayarak canlandırdı. Klon doğduktan sonra sadece 7 dakika hayatta kalabildi. Pyrenean ibex Birkaç yıl önce bir grup araştırmacı Melbourne’da (Avustralya) bir müzedeki 100 yıllık Tazmanya kaplanı örneğinden DNA alarak fare embriyosuna aktardı ve genlerin işlevsel olduğu görüldü. Church de, sürüleri Kuzey Amerika göklerini dolduran ama 20. yüzyılın başlarında nesli tükenmiş olan göçmen güvercini geri getirmek için çalışıyordu. Araştırmacılar 100 yıllık müze numunesinden 1 milyar DNA ‘harfi’ aldılar ve kaya güvercini DNA’sına eklediler. Bu çabalar başarılı olsa bile bazı etik zorluklar ortaya çıkarıyorlar. “Örneğin, laboratuvarda nesli tükenmiş hayvanların yaşama döndürülmesi, doğal habitatların mahvedilmesini teşvik edebilir.” diyor Duke Üniversitesi’nden doğa koruma ekoloğu Stuart Pimm. Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden ekolog Stanley Temple ise “Bu tekniklerin bir kısmını nesli tehlike altındaki türlerin yaşama yeteneğini geliştirmek için kullanabiliriz.” diyor.