ONLINE DERSLER

Tabnit Lahdi

  • # Kültür - Sanat
  • Okuma Süresi 3
tabnit-lahdi

Dünyanın en önemli müzeleri arasında yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi, 1869 yılında 'Müze-i Hümayun' adıyla kuruldu. Osman Hamdi Bey'in 29 yıl süren çalışmaları sonucunda Müze-i Hümayun, dünyanın sayılı müzeleri arasına girdi. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan  en erken tarihli lahit Tabnit Lahdi'dir. 

Sayda (Sidon) kraliyet nekropolünden gelen Tabnit Lahdi, müzedeki en erken tarihli lahit... Baş kısmı çok iri ve omuzlar arasına gömülmüştür. Geniş bir kolye kabartması, boynu ve omuzları örter. Göğüsteki Mısır hiyeroglif yazıtı, lahdin ilk sahibini anlatır. Fenike alfabesiyle yazılan ikinci yazıtta, lahtin ikinci sahibinin Sayda (Sidon) kralı olduğu ve lahdi açacak olanların ne bu dünyada ne de öteki dünyada huzur bulamayacakları yazılıdır. Tabnit'in mumyası da lahdin yanında sergileniyor. Gövdedeki hiyeroglif kitabesinden lahdin ilk sahibinin Penephtah isimli bir Mısırlı generale ait olduğu anlaşılıyor. Lahdin üzerinde Mısır yazısı ile yazılmış beddua şöyle: "Her kim ola ki, benim lahdimi açar, Allah onun cezasını, belâsını versin." Bunun altında da lahdin ikinci sahibi Tabnit’in Fenike dilinde kitabesi bulunuyor. Kitabede, "Ben Astarte rahibi ve Saydalılar kralı Tabnit. Bu lahit içine gömülüyorum. Ey benim mezarımı bulan kimse! Her kim olursan ol, benim lahtimi açma ve benim huzurumu bozma! Çünkü yanımda ne gümüş, ne altın ne de define var. Bu lahitte yalnızca yatmaktayım. Bana mezar olan bu lahiti açma, bu türlü hareket Astarte’ye karşı büyük bir hakarettir. Eğer benim tebbihimi tutmaz, aksine mezar odamı açar ve huzurumu kaçıracak olursan, yaşayanlar arasında ve güneş altında nesilden ve neshepten mahrum kal ve ölüler arasında yatacak yer bulma" denilen ilginç bir beddua okunuyor. Osmanlı imparatorluğunun Müzeler Müdürü Osman Hamdi Bey başkanlığındaki Türk Arkeoloji Heyeti, Kral Tabnit'i yerinden oynattı. Lahdi mezardan çıkardı, İstanbul'a getirip müzeye koydu. Kralın iskeletini içinden aldı, onu cam bir muhafaza içinde sergilemeye başladı. Yaptıkları bu işten dolayı Türk heyetinden hiçkimse zeval görmedi; hepsi de ecelleriyle öldü. 2007 yılında mumyanın kafatasından bir azıdişi, kaburgadan ve sol femür üzerinden küçük birer parça deri örneği alınıp DNA incelemesi yapmak için ABD'ye götürüldü. Amaç, kralın yaşadığı dönemdeki hastalıkları, yaşı, hangi millete ait özellikler taşıdığı ve neden öldüğü gibi bilgiler elde etmekti. Ancak bu çalışmadan sonuç çıkmadı. Kral Tabnit'e ait mumya, müzedeki diğer 4 mumyadan farklı. Mesela üzerinde mumya bezi yok, başında hâlâ saç var, iç organları kurumuş da olsa, hâlâ vücudunda. Derisi vücudunun alt ve yan kesimleriyle kafatasında hâlâ mevcut. Korkutucu bir görüntüsü olan mumya, cam bir fanus içinde sergileniyor.

Kaynak : https://www.milliyet.com.tr/istanbul-arkeoloji-muzesi-nde-bulunan-7-efsane-lahit-molatik-20126/?Sayfa=6

#Kültür - Sanat KATEGORİSİNDEKİ DİĞER PARAGRAFLAR

Anasayfa
Üye Girişi Yap
Sepetim (0)
Kitaplar
Paragraflar
Blog
İletişim