Susam Sokağı, birçok kişinin çocukluk anılarında özel bir yere sahip olan eşsiz bir televizyon programıdır. İlk olarak 1969 yılında Amerika'da yayın hayatına başlayan bu program, çocukların eğlenerek öğrenmesini hedefleyen bir yapım olarak büyük ilgi gördü. Renkli kuklalar, eğlenceli şarkılar, öğretici skeçlerle donatılmış bölümleri sayesinde sadece Amerika’da değil, dünyanın pek çok yerinde çocukların sevgilisi haline geldi.
Türkiye’de ise Susam Sokağı 1989 yılında TRT ekranlarında yayınlanmaya başladı. Bu uyarlamada Minik Kuş, Kurabiye Canavarı, Kırpık gibi unutulmaz karakterlerin yanında, Edi ile Büdü gibi komik ve sevgi dolu ikililer de yer aldı. Aynı zamanda Tahsin Usta, Zehra Teyze gibi mahalle sakinleriyle sokak kültürü de yaşatıldı. Programda verilen mesajlar oldukça güçlüydü: paylaşmak, arkadaş olmak, farklılıklara saygı duymak ve kendini ifade etmek gibi değerler çocuklara doğal bir şekilde aktarılıyordu.
Susam Sokağı sadece harfleri ve sayıları öğreten bir program değildi. Aynı zamanda çocukların duygusal gelişimini destekleyen, onların hayal güçlerini harekete geçiren, empati kurmalarını sağlayan bir rehberdi. Karakterlerin yaşadığı olaylar, çocuklara gerçek hayatın içinden dersler sunuyordu. Kurabiye Canavarı’nın sabırsızlığı, Kırpık’ın yalnızlığı ya da Minik Kuş’un meraklı halleri, çocukların kendilerinden bir şeyler bulabildiği sahnelerdi.
Türkiye’de yayını çok uzun sürmese de etkisi yıllarca devam etti. Bugün bile Susam Sokağı denildiğinde yüzlerde bir tebessüm oluşur. Çünkü o sokak, sadece bir televizyon programı değil, çocukluğun, masumiyetin ve öğrenmenin neşeyle harmanlandığı bir dünyaydı.