Stresin, saçların beyazlamasından, büyümesinin tamamen durmasına kadar vücudumuzda çok geniş ölçekte etkiler oluşturabildiği uzun süredir biliniyor. Ancak yine de bu konuda kesin açıklamalar yapamıyoruz. Fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırma ile artık konuyla ilgili bazı sorulara daha net cevaplar verebiliyoruz. 31 Mart'ta (2021) Nature'da yayımlanan araştırmada, saçların büyümesini uzun süre duraklatan bir stres hormonu tanımlanmasının yanı sıra stres sinyallerinin iletilmesinden sorumlu hücre tipi ve molekül de tanımlandı. Bu çalışmada, stresin aslında kök hücre aktivasyonunu geciktirdiği ve temelde kıl folikülü kök hücrelerinin dokuları yenileme sıklığını değiştirdiği bulgusuna ulaşıldı. Eğer bu bulguların insan biyolojisi için de geçerli olduğu başarılı bir şekilde gösterilebilirse, sonunda saç dökülmesine sebep olan kronik stresin kodu kırılmış, böylece de bu konuda geliştirilebilecek medikal çalışmalara fırsat tanınmış olacak.
Kıl folikülleri, memelilerde saç büyümesini kontrol eder ve doğal olarak bulunan kök hücreler, büyüme ve dinlenme dönemleri arasında bir döngü sağlar. Araştırmacılar, ilk olarak stresin farelerde kök hücrelerin dinlendiği süreyi uzatarak gerçekten de saç büyümesini sınırladığını doğruladılar. Ardından da bu süreçten sorumlu stres hormonunun kortikosteron olduğunu belirlediler. Ekip, farelere fazladan kortikosteron vermenin, saç kök hücreleri üzerinde, kafesi eğik tutmak ve yanıp sönen ışıklar gibi nispeten zararsız tekniklerle hayvanları gerçekten strese sokmakla aynı etkiye sahip olduğunu gözlemledi. Memeliler yaşlandıkça, kıl folikülleri de giderek daha az aktifleşme gösterir. Farelerdeki stres hormonunun kaynağı cerrahi olarak çıkarıldığında, etkinin tersine döndüğü; faredeki kıl foliküllerinin kısa bir dinlenme sürecinin ardından, hayvan yaşlanmış olsa bile yenilenmeye devam ettiği görüldü. Bu durum, farelerde normal kortikosteron seviyelerinin bile saç büyümesi söz konusu olduğunda önemli bir düzenleyici etkiye sahip olduğunu ve fazladan stresin saç köklerinin ve kök hücrelerinin daha uzun süre uykuda kalmasının nedeni olabileceğini gösteriyor.
Araştırmada, stres hormonunun aslında dermal papilla olarak bilinen kıl folikülünün altındaki bir dizi deri hücresine etki ettiği bulgusuna ulaşıldı. Dermal papilla, kıl folikülü kök hücrelerini destekler ve besin akışını kontrol eder. Bununla birlikte kortikosteronun kıl folikülü kök hücreleri yerine etkileşime girdiği hücreler de bu hücrelerdir. Araştırmada, stres hormonun dermal papillanın GAS6 isimli bir proteini salgılamasını durdurduğu görüldü. Yapılan diğer testlerde ise, farelerde hem normal hem de yüksek kortikosteron seviyelerinin üzerine GAS6 eklenmesinin saç folikülü kök hücrelerini aktive ettiği ve mesajı ileten protein olan AXL aracılığıyla saç büyümesini desteklediğini gösterdi.
Bulgular umut verici gibi görünüyor ancak kilit soru; insan vücudunun da aynı biçimde çalışıp çalışmadığıdır. Kortizol adı verilen kendi eşdeğer stres hormonumuz bulunuyor, ancak bizdeki kortizolun farelerdeki kortikosteron ile aynı şekilde tepki verip vermediğini belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuyoruz. Öte yandan, memeli kıllarından sorumlu biyolojik mekanizmaların çoğu, genel olarak benzer olmasına rağmen, saç büyüme döngüsünün farelerde ve insanlardaki çalışma biçimi arasında da bazı farklılıklar vardır. Ancak GAS6 proteininin, saç büyümesini desteklemede, kök hücreleri aktifleştirme potansiyeli taşıyabildiğini keşfetmiş olmak oldukça heyecan verici bir bulgudur. Bunun yanı sıra, stresle ilişkili diğer doku değişikliklerinin, stres hormonunun GAS6'nın düzenlenmesi üzerindeki etkisiyle ilişkili olup olmadığını araştırmak da ilginç sonuçlar ortaya koyabilir.