İletişim
Youtube
Instagram
ONLINE DERSLER

Siyanür Nedir

  • # Araştırma
  • Okuma Süresi 3
siyanur-nedir

Toksikolojinin 500 yıl kadar önce Paracelsus tarafından ifadelendirilen ve bugün de modern toksikolojinin dayandığı temel prensip olan “Her kimyasal, doza bağlı olarak toksiktir.” gerçeğini dile getirerek başlayalım. Her gün binlerce kimyasala maruz kalıyoruz. Bunlardan ilaç, gıda katkısı ve kozmetik olarak kullanılanlarına bilerek/isteyerek; çevre kirleticilerine, gıda kirleticisi kimyasallara, gıdalardaki doğal kimyasallara ve iş yeri kimyasallarına ise istemeyerek maruz kalıyoruz. Kimyasalların organizmada oluşturduğu hasar olarak tanımlanan toksisite; ölümden, organ hasarı, kanser, DNA hasarı, üreme sistemine etki, bağışıklık sistemine etkiye kadar uzanan çok geniş bir spektrumu kapsar. Her kimyasal, doza bağımlı olarak bu etkilerden birini veya birkaçını birlikte gösterir. (Karakaya, 2014). Siyanür, doğal yollarla oluşan, pek çok bitkide bulunan ve 2000 yıl boyunca nükleer silahların kullanılmadığı savaşlarda zehirleyici olarak kullanılan bir kimyasaldır. Gaz halinde solunması, katı halde yutulması veya topikal maruz kalmayla absorbe edilmesi son derece öldürücü bir etkiye sahiptir. Tarihte bilinen iki büyük olay olan 1978 yılındaki Jonestown Katliamı ve 1982 yılındaki Tylenol zehirlenmeleri, kimyasalın ölümcüllüğünü ürpertici bir biçimde ortaya koymaktadır. İlk kez 1782 yılında, azota üç bağla bağlanmış karbonun oluşturduğu bir bileşik (CN) olarak yalıtılan kimyasal; bazı gıdalar gibi doğal kaynakların yanı sıra çeşitli endüstriyel kimyasallar ve sigara dumanında bulunabilir. İmalat sanayisinde ve pestisitlerde de kullanılan siyanür, aynı zamanda tıpta da kontrollü bir biçimde yaygın olarak kullanılıyor. Siyanür zehirlenmesinin en yaygın sebepleri ise; yangınlarda duman solunması, siyanür kullanan endüstriler (fotoğraf, kimyasal araştırmalar, sentetik plastik, metal işleme ve elektrokaplama), kanser tedavi laetrili ve sigara dumanıdır. Öte yandan siyanür içeren pek çok madde bulunabilir ancak bu maddelerin tamamı zehirli değildir. Sodyum siyanür (NaCN), potasyum siyanür (KCN), hidrojen siyanür (HCN) ve siyanojen klorür (CNCl) gibi bileşikler, akut ve kronik maruziyette doza bağlı olarak ölümcül olabilecek kadar zehirli olabilirken; nitril denilen binlerce bileşik, siyanür grubunu içermesine rağmen toksik değildir. Örneğin, tıbbi ilaç olarak kullanılan bazı nitrillerde siyanür bulabilirsiniz. Nitriller, metabolik bir zehir olarak hareket eden CN- (eksi) iyonunu kolay kolay salamadıkları için tehlikeli değildir.
Kimyasal Bir Silah Olarak Siyanür Kullanımı
Savaşlarda siyanür kullanımı, 1870-1871 yılları arasındaki Fransa-Prusya Savaşı'na dayanmaktadır. Bu savaş sırasında Fransa başkanı III. Napolyon, askerlerine silahlarının uçlarındaki süngüleri bu zehire batırmaları talimatını vermiştir. Öte yandan Roma İmparatoru Nero'nun da siyanür içeren bir vişne suyu karışımını zehir olarak kullandığı ileri sürülmektedir. Her iki Dünya Savaşı sırasında da siyanür kullanımı görülmüştür. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Fransız ve Avusturya birlikleri siyanür kullanırken; İkinci Dünya Savaşı sırasında da faşist Nazi Almanyası milyonlarca insanı öldürmek için kemirgen öldürücü bir ürün olan Zyklon B'yi kullandı. 1980'lerde, İran-Irak savaşında Irak'taki ve Suriye'deki Kürtler üzerinde siyanür kullanıldı. 1995 yılında Aum Shinrikyo isimli bir Japon tarikatı metro banyolarına siyanür yerleştirdi.

Kaynak :

#Araştırma KATEGORİSİNDEKİ DİĞER PARAGRAFLAR

Anasayfa
Üye Girişi Yap
Sepetim (0)
Kitaplar
Paragraflar
Blog
İletişim