Sıtma çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre 2016 yılında 91 ülkede 216 milyonun üzerinde insan sıtmaya yakalandı ve yaklaşık 445 bini öldü. Sivrisineklerle yayılan bu hastalıktan daha çok gelişmekte olan ülkeler muzdarip. Hastalıkların ve ölümlerin %90’ı Afrika kıtasında görülüyor. Günümüzde sıtmayı teşhis etmek amacıyla kullanılan en yaygın yöntem, kan numunelerindeki sıtma parazitlerinin optik mikroskoplarla belirlenmesine dayanıyor. Ancak bu yöntem hem yavaş hem de kullanılabilmesi için yüksek kaliteli cihazlara ve eğitimli personellere ihtiyaç duyuluyor. Mikroskobi yönteminin düzgün uygulanamaması sıtma teşhisinde karşılaşılan yaygın sorunlardan biri. Kısaca RDT olarak adlandırılan, kan numunelerindeki sıtma antijenlerinin (bağışıklık sisteminin tepki verdiği, vücuda yabancı maddeler) belirlenmesine dayalı, yaklaşık 15 dakika içinde sonuç veren çeşitli testler de var. Ancak bu testler genel olarak tüm sıtma antijenlerini değil sadece testin yapıldığı bölgede en yaygın görülen sıtma antijenlerini hedef alıyor. Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde çalışan Prof. Dr. Andrea Armani ve çalışma arkadaşları yakın zamanlarda sıtma teşhisi için yeni bir cihaz geliştirdi. Bir lazer, bir ışık dedektörü ve bir mıknatıstan oluşan cihazın boyutu küçük bir kutu kadar, ağırlığıysa sadece 5 kilogram. Sıtma parazitlerinin ana besin kaynağı, tüm omurgalıların kırmızı kan hücrelerinde bulunan hemoglobin isimli bir proteindir. Hemoglobinle beslendikçe “hem” olarak adlandırılan bir bileşik üretirler. Parazitler kendileri için zehirli olan bu maddeyi “hemezoin” adı verilen, suda çözünmeyen bir kristal haline dönüştürür. Hemezoin sağlıklı insanların kanında bulunmaz ve kanın diğer bileşenlerinin aksine manyetiktir. Ayrıca ışığı geçirmez. Araştırmacıların geliştirdiği teşhis yöntemi, cihazın içine konulan kan numunelerindeki hemezoinin -eğer varsa- mıknatısların yardımıyla hareket ettirilmesine ve bu sırada kanın içinden geçen lazer ışığı miktarındaki değişimlerin ölçülmesine dayanıyor. Lazer ışığını engelleyen hemezoin molekülleri mıknatıslar yardımıyla uzaklaştırıldığında dedektöre ulaşan ışık miktarı artıyor. Araştırmacıların ACS Sensors’ta yayımladıkları makalede, bir mikrolitrede 26 ya da daha fazla parazit olması durumunda cihazın başarılı bir biçimde sıtma teşhisi yapabildiği belirtiliyor. Üstelik bu hassasiyet henüz belirtiler ortaya çıkmadan önce bile hastalığın teşhis edilmesine imkân veriyor.