Halk arasında “sinirli ot” diye bilinen ve çok sayıda faydası bulunan bu bitki türü, çeşit olarak ikiye ayrılmaktadır. Dar yapraklı sinirli ot ve geniş yapraklı sinirli ot olarak çeşitlenen bitkinin iki çeşidi de de, aynı şekilde kullanılır ve aynı etkilere sahip olma özelliğindedir. Sinirli ot bitkisinin iki çeşidi de kır yollarında, çimenli tarla kıyılarında, nemli arazilerde, bahçe ve parkların çimleri arasında ve birçok bölgede yaşama imkanı bulmaktadır. Bazı yörelerde “sinirli yaprak”, “bağa yaprağı” veya “ateş yaprağı” olarak da bilinmektedir. Sinirli ot bitkisinin antibiyotik etkisi, bilimsel anlamda kanıtlanmıştır. Solunum sistemi ve ilgili organlar açısından da birçok faydası bulunan sinirli ot bitkisi, bilhassa balgam, öksürük, boğmaca, akciğer astımı ve akciğer tüberkülozu rahatsızlıkları üzerinde etkili olmaktadır.
Sinirli ot türlerinin tamamı, kök, sap, yapraklar, çiçekler ve tohumlar olarak ayrı ayrı kullanılmaktadır. Sinirli ot bitkisi, iginç bir şekilde, kanı, akciğeri ve mideyi de temizlemektedir. Kekik otu ile sinirli ot karışımlı bir çay hazırlanır. Karaciğer ve mesane rahatsızlıkları için bu çay da tüketilebilmektedir. Bazı kırsal yörelerde, yaralanmalar sonucu oluşan yaralanmış bölgelerin üzerine, iyice ezilmiş sinirli ot bitkisinin konulduğu da bilinmektedir. Taze yaprakların ezilerek bu şekilde uygulanması, çeşitli çatlaklara, kesiklere ve arı sokmalarına karşı da kullanılabilmektedir. Sinirli otun bir diğer faydası, taze yapraklarının ovalanarak, biraz da tuz ile karıştırılarak boğaza sarılması suretiyle, guatrı küçültmesi olayıdır. Bunun yanında sinirli otun, ayak altında oluşan kabarcıklara ve şişmelere de iyi geldiği söylenmektedir. Yaraların kapatılması ile ilgili yararlar, sinirli otun en büyük etkilerinden biridir. Çeşitli konferans ve sempozyumlarda, sinirli ot ile yapılan lapaların, çok yıllık yaraları dahi iyileştirdiği, en azından büyük bir oranda olumlu etki ettiği belirtilmiştir. Sinirli ot bitkisinin, bu güne kadar bilinen hiç bir yan etkisi yoktur. Ancak yine de, kullanım öncesinde detaylı şekilde araştırma yapmak ve gerektiğinde bir uzmana danışmak çok önemlidir. Her bünyenin özelliği ve duyarlılığı farklı olduğu için, otun kullanımı sonrası vücut reaksiyonları iyi takip edilmelidir.