Kalbi Marmara Denizi’nin güneydoğusunda, bir vadi yamacında atan sevimli bir kasabadır Tirilye. Etkileyici doğası kadar önemli ölçüde korunmuş kültür varlıklarıyla da sizi kendine bağlar. Şöyle bir gözünüz gönlünüz, zihniniz, nefesiniz açılsın isterseniz rotanızı Tirilye’ye çevirin. Bu mütevazı ve doğal güzelliklere sahip yerde duyacağınız huzuru çok seveceksiniz. Mudanya’dan Tirilye’ye giden dolmuşlara bindiğiniz anda manzaranın güzelliği başlar ve yarım saatlik yol boyunca da sürer gider. Yemyeşil, dar, inişli-çıkışlı, virajlı yollar sizi bir semaya, bir ağaçların eteklerine yanaştırır. Eski bir Rum kasabası olan Tirilye, ziyaretçilerini bir aile çay bahçesi ile (Çamlı Kahve) karşılar. Arabayla ya da dilerseniz yürüyerek çıkabileceğiniz tepede poyraz saçlarınızı savururken, masanız mükellef bir kahvaltıyla donanır. Tahta sandalye ve masalar, at arabası tekerlekleri, hasır sepetler, çömlek testiler bu nefis atmosferin birer unsuru olarak içinizde birbirinden güzel hisler uyandırır. Bu kadar yüksekten bakınca deniz sessiz sedasızdır sanki; nazlı nazlı, mavi mavi süzülür. Gemlik göz kırpar uzaklardan, siz ilk zeytine uzanırken. Lorlu gözlemenizin dumanı tüterken, Armutlu kıyısındakiler kendilerine haber gönderdiğinizi sanabilir. Çayınızı karıştırırken, dağlarda dönen üç bacaklı beyaz rüzgâr türbinleri, kaşığınızın bardaktaki raksına ayak uydurur ve yudumladığınız dağ çilekli Türk kahvesi, kokusuyla, lezzetiyle sizi geçmişe götürüp çocukluk çağlarınızın yalınlığını, heyecanını yeniden hissetmenizi sağlar.
