Dudakları boyamak için kullanılan, genellikle mumsu bir dokuya sahip ve boru şeklinde bir kaba paketlenmiş kozmetik ürüne ruj denir. Antik çağlardan beri kullanıldığından icadın gerçekleştiği kesin bir tarihten ve mucidinin kim olduğundan söz etmek mümkün değildir. Dudakları boyama geleneği antik çağlara kadar geri gider fakat dudak boyasının “ruj” terimi ile ifade edilmesi 1880’li yıllarda olmuştur. Mezopotamya’da yaşamış olan medeniyetlerde üst sınıfa mensup üyelerin yarı değerli madenleri ezerek dudaklarına uyguladıkları bilinmektedir. Mısırlılar ise koyu bir alg olan fucus-algin ile iyot, brom ve mannitol gibi maddeleri karıştırarak, kırmızı bir dudak boyası yapmışlardır. Kleopatra’nın da dudaklarını karınca ve karmin böceğinin ezilmesi ile elde edilen bir boya kullanarak kırmızıya boyadığı düşünülmektedir. Birçok tarihçiye göre, özel kalıplarda sıkıştırılarak üretilen ilk katı ruj, Arap kozmetik uzmanı Ebu Al-Kasım Al-Zahrawi tarafından üretilmiştir.
Tarihçilere göre ilk ticari rujlar, 1884 civarında ortaya çıkmıştır. Parisli parfüm üreticileri bu dönemde dudak kozmetik ürünleri satmaya başlamıştır. 1890’ların sonunda Sears Roebuck dudak ve yanak rujlarını tanıtmıştır. Ancak bu ilk ürünler, bugün kullandıklarımızdan farklıdır. Bunlar çoğunlukla ipek kâğıda sarılarak, kâğıttan yapılmış tüplere yerleştirilerek ya da küçük kaplara konularak satışa sunulmuştur. 1915 yılında Scovil (Scovil Manufacturing Company) firmasından Maurice Levy, metal tüp içinde alçalıp yükselen bildiğimiz ruj tasarımını geliştirir ve icadına Levy Tüpü adı verilir. Tüpün alt kısmında (yukarıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi) küçük bir kaldıraç vardır ve bu sayede boya, tüp içinde hareket ettirilebilmektedir. 1923 yılında ise James Bruce Mason Jr. ilk döner tüpün patentini alır. O zamandan beri Patent Ofisi, ruj için sayısız patent vermiştir.
Ruj formüllerinin erken örneklerinde pigmet elde etmek için ezilmiş böcek, tereyağ, balmumu ve zeytin yağı gibi maddeler kullanılmıştır. Bunların çoğu birkaç saat içinde sertleşip kullanılmaz hale gelirken sağlık açısından tam güvenli olduklarını söylemek mümkün değildir. 1927’de Fransız Kimyacı Paul Baudercroux, ilk öpücük geçirmez ruj olarak kabul edilen Rouge Baiser adlı bir formülü icat eder. Fakat Rouge Baiser kalıcılık konusunda o kadar iyidir ki dudaklara hasar verme ihtimali yüzünden yasaklanır. Yıllar sonra 1950 yılında kimyager Helen Bishop, ticari olarak çok başarılı olan No-Smear Lipstick adlı uzun ömürlü rujun yeni bir versiyonunu icat etmiştir.