Rönesans kelimesi ilk kez dini bir terim olarak kullanılmış. Yaşamını yitirmiş bir kişinin yeniden hayata gelmesine verilen isimdir Rönesans. İtalyanca ”Rinascita/Rinascimento”, Fransızca ” Rönesans ” yani hepimizin aşina olduğu ”Yeniden Doğuş” anlamına gelir. Ancak gerçek anlamda ölüp yeniden dirilmek değil de daha çok günahlardan arınma gibi bir anlama sahiptir. Yenilenme ‘regeneration’ kelimesi ile de eş anlamlıdır aslında. Sanat Tarihinin babası sayılan Giorgio Vasari’de rönesans tarihi sanatını tanımlarken ”rinascita” sözcüğünü kullanmıştır.Bizim kullandığımız haliyle ”Rönesans” kelimesini ise 1860 yılında ilk defa Jacop Burchardt ”İtalya’da Rönesans Kültürü” adlı eserinde kullanmıştır.
İtalya’da doğan bu akım zamanla diğer tüm Avrupa’da hakim olmuştur. Avrupa’da cehalet çağının kapanması ve Yunan-Roma kültürünün gelmesiyle oluşan bir ”yeniden doğuştur.” Bu yenilenme ile birlikte Avrupa’da cehalet ölmeye başlar ve dini otorite derinden sarsılır. Kısa sürede özellikle İtalya’da resim, heykel ve mimaride yenilikler çağı başlar. Jacop Burckhard konuyla ilgili ; Unutulan Antik Roma ve Yunan sanatlarının hatırlanması, tekrar değerlenmesi ve eski biçimlerden yeni formlar meydana getirmek.” diyerek bize bu düşünceyi anlatmaya çalışmıştır. Bu yeniden doğuş tabi bütün Avrupa’da pat diye bir anda ortaya çıkmamıştır. Önce Toskana bölgesinde ortaya çıkmıştır.
Rönesans’ı ve neden ortaya çıktığını anlamak için Orta Çağ dönemine kısaca bakmak bile yeterlidir. Şifacı bir kadının cadı olarak asıldığı, para ile cennetten toprak satılan, sadece İncil okumanın serbest olduğu bir dönem. Bu dönemde resim sanatından din dışında bir konu işlemesini bekleyemeyiz. Ya da mimaride kilise veya diğer dini yapılar dışında bir yapı yapılmasını da bekleyemeyiz. İşte yeniden doğuş döneminden sonra resim konularına günlük yaşam sahneleri ve sivil portreleri girmiş, mimaride de sivil yapılara verilen önem artmıştır. Feodalite diye bir şeyin olduğu dönemde devletler bir bütün halinde değilken yani merkezi otorite yokken çok fazla olumsuz sonuç doğar. Bunu hemen hemen herkes rönesans tarihi derslerinden az çok bilir. Ancak Rönesans hazırlık döneminde bazı aileler sanatçılara ve bilim adamlarına destek vermiş din adamlarını çok fazla takmamıştır. Bunların en önemlisi şüphesiz Medici Ailesidir. Onların koruması altında bir çok sanatçı ve bilim adamı çalışmalar yapmışlardır. Yani dini bütünlük Rönesans dönemi daha başlamadan önce Gotik dönem olarak adlandırdığımız dönemde bozulmaya başlamıştı bile.
15. yüzyıla kadar sanat faaliyetlerinin kilise etkisi altında olduğunu söylemiştim. Hümanizm düşüncesi ve Eski Çağlara duyulan özlem duygusu birleşince sanat önce insan için yapılmaya başladı. Bu dönemde geçmişe olan merak hızla artmış ve eski Roma-Yunan medeniyetlerine inanılmaz bir ilgi başlanmıştır. Bu bağlamda onların yaptıkları sanat eserleri, felsefe, bilim ve mimariler araştırılmaya başlanmış ve bunlar dönemin akademilerinde ve okullarında okutulmaya başlanmıştır. Bu sayede ortaya pek çok sanatçı çıkmaya başladı ve din adamlarının otorite ve popülerliğini geride bırakmaya başladılar. Artık sanatçılar çok değerli konumlara gelebiliyordu. Dinde özgür düşünce ortamı insanları din üzerine düşünmeye itti ve dini otoritenin zayıflaması yüzünden farklı dini mezhepler ortaya çıktı. Katolik, Ortadoks ve Protestan mezhepleri gibi.
Bu dönemde pek çok sanatçı ve bilim adamı ortaya çıkmıştır. Bunlar genellikle sadece bir alanda uzmanlaşmış kişiler değildir. Bir çok alanda başarılı işler yapmışlardır. Alberti bu dönemde ”insan istediğinde her şeyi yapar” diyerek buna öncülük etmiştir. Kendisi bu söze çok güzel bir örnektir aynı zamanda. Çünkü Alberti ; iyi bir ressam, mimar, bilim adamı, şair, matematikçi ve sporcudur. Bu etkenler bir araya gelerek uygun ortam yavaş yavaş hazırlanmıştır. Tabi sadece bu yönden bakmak yetersiz kalacaktır. İtalya prenslikleri Haçlı Seferleri sayesinde pek çok ticari merkezi önceden ele geçirdiği için Avrupa’nın kalanına ekonomik bir üstünlük sağlamışlardır. Yani rastgele Floransa’nın Toskana bölgesinde doğmuyor Rönesans. Bu bölgede ekonomik yönden çok güçlü ve zengin aileler var ve bu aileler sanatı ve sanatçıları koruyup desteklemeye başlıyor. Başta Medici olmak üzere ; Pitti, Rucelai, Strozzi gibi zengin aileler bunlar. Coğrafi keşiflerin başlaması ve yeni bir dünya keşfedilmesi çok büyük zenginliklerin ve yeni kaynakların habercisi olmuştur. Kısa zamanda Avrupa’da yayılan matbaa kullanımının yanı sıra, pusula, barut gibi buluşlar insanlığı yepyeni bir maceraya götürmektedir.