Rezonans kanunu, hem fiziksel dünyada hem de metafizik alanda kullanılan önemli bir kavramdır. Fiziksel anlamda rezonans, bir cismin kendi doğal frekansına uygun bir frekansta dışarıdan uyarılması sonucu meydana gelen titreşimlerin artmasıdır. Örneğin, bir köprü üzerine belirli bir ritimde yürüyen askerler, köprünün rezonans frekansına denk geldiklerinde köprünün sallanmasına hatta yıkılmasına sebep olabilirler. Bu fiziksel olay, rezonans kanununun temelini oluşturur. Ancak bu kavram zamanla kişisel gelişim ve spiritüel alanlarda da kullanılmaya başlanmıştır.
Spiritüel ve metafizik anlamda rezonans kanunu, kişinin düşüncelerinin ve duygularının belirli bir frekansa sahip olduğu ve bu frekansa uygun olayları, insanları ya da durumları hayatına çektiği fikrine dayanır. Yani kişi hangi enerjiyle titreşiyorsa, o enerjiye uygun durumları yaşamına çeker. Bu görüşe göre evren, enerjilerden oluşur ve her şeyin bir titreşimi vardır. Bir insan olumlu düşüncelerle yüksek frekansta titreştiğinde, benzer şekilde pozitif deneyimleri hayatına çeker. Aynı şekilde olumsuz düşünceler ve duygular da düşük frekansta titreşime sebep olarak kişinin olumsuz deneyimler yaşamasına neden olur.
Rezonans kanunu, "çekim yasası" ile yakından ilişkilidir. Ancak rezonans kanunu, sadece istemekle değil, kişinin içsel frekansını değiştirmesiyle ilgilenir. Yani sadece iyi şeyler istemek yeterli değildir; kişinin içsel hali, düşünce biçimi ve duygusal yapısı da bu sürece dahil edilmelidir. Meditasyon, olumlamalar, şükran pratiği gibi uygulamalarla kişinin frekansı yükseltilebilir ve bu sayede daha olumlu olaylar hayatına çekilebilir.
Bu nedenle rezonans kanunu, hayatı daha bilinçli ve pozitif yaşamak isteyen kişiler için önemli bir araçtır. İnsanların kendi enerji alanlarını fark ederek, yaşamlarındaki olaylara karşı daha sorumlu ve bilinçli hale gelmeleri sağlanabilir. Rezonans kanunu, evrenle uyumlu yaşamanın ve kendi gerçekliğini yaratmanın temel ilkelerinden biri olarak görülür.