İzmir’de, Arkas Sanat Merkezi ev sahipliğinde gerçekleşen “Picasso: Gösteri Sanatı” sergisi, Pablo Picasso’nun sahne ile kurduğu yaratıcı ilişkiyi yeniden düşünmeye davet eden özgün bir perspektif sunar. Bu sergi, Picasso’nun yalnızca bir resim sanatçısı olmadığını; dans, tiyatro, sirk, boğa güreşi gibi sahne sanatlarının imgeleriyle tüm kariyeri boyunca kurduğu estetik diyaloğu görünür kılar.Sergi, “Picasso-Méditerranée” projesinin Türkiye ayağı olarak planlanmış, Paris Ulusal Picasso Müzesi’nin özel desteği ile gerçekleştirilmiştir. Küratöryel olarak, gösteri sanatlarının dönüştürücü gücünü Picasso’nun yaşamına nüfuz eden imgeler üzerinden sahneye taşıma amacı güdülür. Sergilenen eserler — resimler, eskizler, maketler, heykeller, fotoğraflar, kostümler ve videolar — sanatçının sahne dünyasına olan merakını, disiplinlerarası yaklaşımını ve geleneksel biçimleri parçalama eğilimini gözler önüne serer. Gösteri sanatları ekseninde kurgulanan tematik akış, ziyaretçiyi Picasso’nun sahnedeki imgelerle nasıl kurgu kurduğunu, sahne tasarımları ve kostümleri aracılığıyla biçimlendirdiği yaratıcı evreni izlemesine olanak tanır. Örneğin 1917 sonrası Bale Russes için oluşturduğu sahne ve kostüm tasarımları, Picasso’nun geleneksel ve modern formlar arasında geçiş yaptığı bir alandır ve sergide bu kesitler vurgulanır. Ayrıca, sergi boyunca Picasso’nun edebiyatçılar, müzisyenler, tiyatrocular gibi çağdaş sanatçılarla kurduğu ilişkileri belgeleyen fotoğraflar ve arşiv malzemeleri sunularak, onun çok disiplinli “galaksi”si ziyaretçiye gösterilir. 2019 yılında açılan sergi 17 Eylül’de başlamış ve 5 Ocak 2020’ye kadar açık kalmıştır. İlk iki haftada yaklaşık 20.000 kişi tarafından ziyaret edilerek halkın sergiye ilgisi dikkat çekici hale gelmiştir. Sergi, İzmir’in kültür-sanat potansiyelini uluslararası düzeyde görünür kılarken, sanat tarihinde Picasso’nun performatif yönünün yeniden yorumlanmasına olanak tanımıştır. Sonuç olarak, İzmir’deki bu sergi yalnızca Picasso’nun çok yönlü dehasını sergilemekle kalmaz; sanat ile sahne, izleyici ile aktör arasındaki ilişkilere dair düşünsel bir provokasyon sunar. Sergi, sanat tarihçilere, öğrenciler ve geniş çapta sanatseverlere Picasso’yu klasik anlatıların ötesinde okumaya imkân tanıyan zengin bir deneyim olmuştur.