İletişim
Youtube
Instagram
ONLINE DERSLER

Otizmin Erken Belirtilerini Saptamak

  • # Sağlık
  • Okuma Süresi 3
otizmin-erken-belirtilerini-saptamak

Araştırmacılar, otizm geliştiren bebeklerin beyinlerinin çok hızlı büyüdüğünü söylüyor. Bu keşif sayesinde doktorlar, sapmaları ortaya çıkmadan önce engelleyebilecek. Çocuklarına otizm tanısı koyulan anne babalarda bu tanı genelde şok etkisi yaratıyor: Sağlıklı gibi görünen bebeklerinde tedavisi olanaksız bir durum mu? Bu nasıl olabilir ki? Otizmin ilk kez tanımlandığı 1940’lardan bu yana araştırmacılar söz konusu olguları açıklamakta zorlanıyor. Ancak, neden hâlâ gizemini sürdürüyor olsa da, biliminsanları artık bu çocukların beyinlerinde neler olup bittiğini anlamaya başladı.Araştırmalar, belirtileri –bebeğin henüz üç aylık olduğu– erken bir dönemde, otizmin kendini göstermesinden çok daha önce saptamanın olanaklı olduğunu ortaya koyuyor. Erken teşhis,otizm kaynaklı sapmaları önleyebilecek ya da azaltacak müdahalelerin yapılmasına olanak verecek. Emory Üniversitesi psikologlarından Ami Klin, “Otizmin karakteristik bir özellik ve sorun hâline gelip gelmeyeceği konusunun erken yaştaki deneyimlere bağlı olduğunu öğreniyoruz,” diyor. Bu da, “otizmin karmaşık bir sorun olarak önüne geçilmesi imkansız olmadığı olasılığını ortaya çıkarıyor,” diye ekliyor. Biliminsanları gerek ailesel gerekse mutasyona  uğramış çeşitli genlerin yanı sıra anne babanın yaşının geçkin olması gibi kimi faktörlerin de otizme yol açtığını biliyor. Denek sayısı yetersiz bir araştırma, çocuklukta yapılan kızamık, kaba-kulak ve kızamıkçık aşılarını otizmin sorumlusu olarak göstermiş ama bu kışkırtıcı iddia daha sonra çürütülmüştü. 1990’ların sonundan bu yana otizm giderek yaygınlaşıyor. Araştırmacılar, tanı koymadaki ilerlemelerin söz konusu durumu bir yönüyle açıkladığına inanıyor olsalar da vaka sayısındaki artışın biyolojik ve çevresel faktörlere bağlı olabileceği olasılığını da göz ardı etmiyorlar. Araştırmacılar otizmin tam nedenini saptayamamış olabilirler ama nasıl ilerlediği konusunda daha net bir görüşe sahipler. Kuzey Coralina Üniversitesi (Chapel Hill) psikiyatrlarından Joseph Piven ile meslektaşları, ablası ya da ağabeyi spektrumda yer alan ve bu nedenle otizm geliştirme olasılığı daha yüksek seyreden 106 çocuğu incelediler. Altıncı ayda, ardından 12. ve 24. aylarda bebeklerin beyinlerini manyetik rezonans görüntüleme yoluyla tarayan araştırmacılar, otizm geliştiren ve geliştirmeyen çocuklar arasında çarpıcı farklılıklar olduğunu saptadı. 2017’de yaptıkları açıklamada, ileride otizm tanısı koyulan bebeklerin beyinlerinin diğer çocuklara oranla altı aydan itibaren daha hızlı büyüdüğünü, 12 aya kadar yüzey alanının daha çok arttığını ve ikinci yaşta hacim olarak daha fazla genişlediğini belirttiler.Beynin aşırı büyümesi ile ardından gelen otizm tanısı arasındaki ilişki o kadar güçlü ki, araştırmacılar ileride tanı koyulan 10 çocuktan sekizinde otizmin varlığını 6. ve 12. aylarda yapılan beyin taramalarından doğru olarak tahmin ettiler. Beyindeki normalden farklı gelişen değişimleri gösteren taramalar, doktorlara semptomların ortaya çıkmasının çok öncesinde otizmi belirleme şansı veriyor. Otizme karekterini veren sorunlar –konuşmada gecikme, sosyal etkileşimde zorluk ve yineleyici hareketler– genelde doğumdan iki yıl sonrasına kadar ortaya çıkmıyor ve çoğu çocuğa bu yaşta tanı koyuluyor. Piven, “Sorunları henüz risk göstergeleri oldukları sırada saptamaktan söz ediyoruz,” diyor.Otizmi olan çocukların sosyalleşmesi ve iletişim kurmasını sağlayan müdahaleler aracılığıyla, belirtilerin derecesi azaltılıyor. Piven ve meslektaşları, erken farkına varılması durumun-da davranışa şekil veren teknikler ya da ilaçlar yoluyla “beynin gidişatını değiştiren” önleyici müdahalelerin yapılabileceği görüşünde. 2018’de Harvard Tıp Fakültesi nörobilimcilerinden Charles Nelson’ın liderliğini yaptığı araştırmacılardan oluşan bir ekip, elektroensefalogram (EEG) yoluyla beyinlerindeki elektrik aktivitesinin çizelgesini çıkardıkları üç aylık bebeklerde otizm riskini saptamanın olanaklı olduğunu gösteren sonuçlar elde etti. Deneyleri üç ay ile üç yaş arasındaki çocuklar üzerinde gerçekleştirdiler ve ileride otizm tanısı koyulan bebeklerin beyinlerindeki aktivitenin diğerlerinden farklı olduğunu belirlediler. “Üç ay gibi erken bir dönemde EEG’de gördüğümüz çizgiler, bize çocukların hangilerinin otizm geliştireceğini söylüyor,” diyor Nelson.Söz konusu araştırmaların beynin otizme zemin hazırlayan atipik özelliği konusunda ortaya koyduğu sonuçlar, Klin ve meslektaşlarının davranışsal bulgularıyla tutarlılık sergiliyor. Klin ve ekibi, Emory’den nörobilimci Warren Jones’un da katıldığı araştırmada, video izleyen bebeklerin göz hareketlerini takip ettiler. Tipik gelişme gösteren bebeklere oranla insanların gözüne daha az süre bakan iki–altı ay arasındaki bebeklerin, erken çocukluk döneminde otizm tanısı koyulma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardılar. Küçük çocuklar üzerinde yapılan bir diğer araştırma ise, otizm tanısı olanların insan yüzlerine normal gelişim gösterenlerin yarısı kadar, objelere de iki katı daha uzun süre baktıklarını ortaya koydu.

Sonuçlar otizm geliştiren bebeklerin dünyayı temelde farklı bir tarzda algıladıklarını gösteriyor. Bu da sosyal etkileşimleri ele alma biçimlerini derinden etkiliyor, beyinsel gelişmelerinde birbirini tetikleyen bir etkiler bütünü yaratıyor ve olasılıkla ileride ortaya çıkan sapmalara yol açıyor.  “Otizmi olan çocukların yüz binlerce sosyal öğrenme deneyimini yitirdiği anlaşılıyor,” diyor Klin. Ortaya çıkan sonuçlar otizm riski taşıyan bebeklerin sağaltıcı yola sokulabileceğini gösteriyor. 
Araştırmacılar, Erken Başlangıç Denver Modeli gibi davranış müdahalelerini test ediyor. Program kapsamında, otizmi olan çocuklarda sosyal ve dil becerilerini geliştirme amacı taşıyan –oyun da-hil– özel teknikler, anne babalar ve terapistlere öğretiliyor. 118 çocuğu kapsayan yeni bir deney,  müdahalelerin dil yetisini geliştirdiğini ortaya koyuyor ki, araştırmacılar tarafından otizmli bireylerde uzun dönem faydaya dair en iyi göstergelerden biri olarak kabul ediliyor. Model üzerinde çalışan Duke Üniversitesi psikologlarından Geraldine Dawson, “Yapmak istediğimiz şey, bebekleri mümkün olduğunca çabuk sosyal dünyaya geri döndürmek, böylece ilgilerini, odaklanmalarını ve erken yaştaki gelişmeleri kazanmalarını sağlamak,” diyor.

Kaynak : National Geographic 5 / 2020

#Sağlık KATEGORİSİNDEKİ DİĞER PARAGRAFLAR

Anasayfa
Üye Girişi Yap
Sepetim (0)
Kitaplar
Paragraflar
Blog
İletişim