Nikola Tesla, 1856 yılında, o dönemde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içindeki Hırvatistan‘da doğdu. Sırp asıllı bir ailenin çocuğu olan Tesla’nın, altı dili çok rahat konuştuğu söylenir. Matematik, fizik ve mekanik okudu. Çalımalarınıysa elektrik üzerinde yoğunlaştırdı. O dönemde elektrik enerjisi henüz emekleme dönemini yaşıyordu. Tesla, Graz Teknik Üniversitesi ve Prag Üniversitesi’ndeki eğitimini tamamladıktan sonra bi süre Budapeşte’de telefon mühendisi olarak çalıştı. Yaşamının dönüm noktalarından biri, ABD’ye gitmesiydi. Tesla, ABD’de Edison‘un yanında çalışmaya başladı. O dönemlerde ampullerin içine koymak için akkor telini bulan Edison’la çalışmak, elektrik üzerine çalışmak isteyen birinin rüyası gibiydi. Tesla, ilgi duyduğu konuda çalışıyordu. Edison, o günlerde elektriğin aktarılmasıyla uğraşıyordu. Üzerinde çalıştığı konu, doğru akımın (DC) aktarılmasıydı. Ne var ki, doğru akım sürekli sorun çıkarıyordu. Edison, Tesla’yı yanına çağırdı ve sistemdeki sorunları çözerse kendisine büyük bir maddi ödül vereceğini söyledi. Tesla karşısına çıkan sorunları çözdüyse de Edison vaadettiğ ödülü vermedi. Bu, çalışmalarında yöntem farklılıklarından dolayı da anlaşamayan ikilinin arasının açılmasına neden oldu. Tesla, ödülünü alamadığı için istifa etti, Edison’sa bu davranışı hazmedemeyerek Tesla’nın çalışmalarını kötülemeye başladı. Tesla’nın bugün Edison kadar tanınmamasında bu çekişmenin rolü olduğu söyleniyor.
Tesla, Edison’un yanından ayrıldıktan sonra kendi laboratuvarını kurdu; elektriğin taşınması için Edison’unkinden çok daha iyi bir istem geliştirdi. Sistemde DC yerine yeriene alternatif akım (AC) kullandı. Tesla’nın geliştirdiği transformatörler yardımıyla elektriği ince kablolar üzerinden uzak mesafelere kayıpsız taşımak mümkündü artık. Oysa DC temeline dayanan aktarım sisteminde, çok yakın mesafelerde büyük bir elektrik santrali kurmak ve çok kalın kablolar kullanmak gerekiyordu. Bu arada AC konusundaki başarıları, George Westinghouse adındaki bir girişimcinin kulağına gitmişti. Westinghouse, Tesla’yla bir sözleşme imzaladı. Tesla, tasarladığı ama parasızlık nedeniyle gerçekleştiremediği çalışmaları için bir anda nakit paraya kavuşmuştu. Ancak, Edison’da DC sistemi için çok büyük yatırımlar yapmıştı. Tesla’nın AC sistemini yerden yere vurmak konusunda her fırsatı usatalıkla değerlendiriyordu. AC’nin, DC’ye oranla çok tehlikeli olduğunu öne sürüyordu. Tesla, bu karalama kampanyasına karşı kendi pazarlama kampanyasını başlattı. 1893’te Chicago’da düzenlenen Dünya Fuarı’nda (fuarı 21 milyon kişi ziyaret etmişti) AC’nin ne kadar güvenli olduğunu göstermek için, vücudundan geçirdiği elektrikle çok sayıda ampul yaktı. Daha sonra da kendi adını verdiği bobinleri kullanarak şimşek yaratı bunları izleyicilerin üzerine fırlattı. Hiç kimseye bir şey olmamıştı. Bu da, Tesla’nın sistemlerinin doğru kullanıldığında ve gerekli önlemler alındığında daha güvenli olduğunun kanıtlanması amacını taşıyordu. Tesla, 1893 yılında, yani Macaroni’den iki yıl önce radyo dalgalarıyla ilgileniyordu. Ne var ki, radyo dalgalarını kullanarak iletişim kurmak yerine enerji iletimi sağlamayı hedefliyordu. Çalışmalarını, telsiz enerji iletimi üzerinde yoğunlaştırdı. Gerek Edison’un karalamaları gerekse Tesla’nın sıra dışı bir kişilik olması, basının Tesla’nın çalışmaları hakkında çarpıtılmış haberler yapmasına neden oldu. Tesla’nın deneyleri için paraya gereksinimi vardı. Ancak, onu destekleyenler, hakkında çıkan kötü sözler yüzünden ona verdikleri desteği bir bir çektiler. Yüzlerce buluşu için patent almış, elektrik ve elektriğin kullanımı üzerine çığır açmış ve çağının ötesinde birçok çalışması olan Tesla, bir otel odasında yoksulluk içinde öldü.