Niccolò di Bernardo dei Machiavelli (3 Mayıs 1469 – 21 Haziran 1527), tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan Floransalı düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı. İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerindendir. En ünlü eseri Prens’te, politik yazın tarihinde ilk kez iktidarın alınışı ve korunması gibi bir sorunu dinsel ya da ahlaki kaygıları dikkate almaksızın kendinde bir amaç olarak inceledi. Tüm yaşamı boyunca İtalya’nın birliği ideali için mücadele verdi. Fikirleri politik yazında olduğu gibi yaygın düşünüşte de giderek büsbütün olumsuz ve ilkesiz bir politik hırsın anlatımı olarak görüldü, “Makyavelizm” terimi bir düşünce sisteminden çok “amaç için her yolu mübah gören” politikacının tutumunu anlatan suçlayıcı bir sıfat haline geldi. Yine de Diderot, Rousseau, Fichte ve Hegel gibi büyük düşünürler Machiavelli düşüncesinin olumlu yönünü açığa çıkarmaya çalıştılar. Hegel’e göre “Machiavelli’nin gayesi, yani İtalya’nın bir devlet mertebesine çıkarılması, bu yazarın eserinde tiranlığın haklı gösterilmesinden ve muhteris bir despot için imal edilmiş altın yıldızlı bir aynadan başka bir şey görmeyen bütün görme özürlülerce anlaşılamadan kalmıştır.” Hegel O’nun yöntemini şöyle özetler: “Kangren olmuş uzuvlar lavanta suyuyla iyileştirilemez.” İtalyan komünist filozof Antonio Gramsci ise O’nu “erken gelmiş Jakoben” olarak tanımlar. Machiavelli, siyasal düşünüşün laikleştirilmesi ve bilimselleştirilmesi gerektiğini savunurdu. Ancak, her ne kadar kiliseye karşı olan Machiavelli, laikliği savunmuş biri olsa da hükümdarın gerektiği zaman dini de alet olarak kullanması gerektiğini belirtmiştir. Machiavelli, İtalyan birliğini kurmaya aday yöneticinin (dindar olsun ya da olmasın) son derece dindar görünmesini isterdi.Kendini dünya olaylarını kader ile açıklayan dini görüşten tümüyle soyutlamıştır. Machiavelli, insan doğasını kötü ve bencil olarak tanımlardı. Ayrıca, başarıya ulaşmak için her yola, her araca başvurulması gerektiğini savunurdu. Bir devlet adamının, siyasi tutumlarında bu gerçeği kabul ederek davranması gerektiğini ve hatta devlet adamı bu realiteyle birlikte, kendi de pragmatist davranmalı ve bencil olmak zorunda olduğuna inanırdı. Machiavelli’ye göre bencillerden oluşan bir toplumda bencil olmayan bir lider davasını başarıyla yürütemez. Gene Machiavelli’ye göre, insanlar en çok mala mülke yani maddi şeylere önem verir. Machiavelli, İtalyan birliğinin kurulmasında önemli derecede çaba göstermiştir. Ona göre; İtalyan birliğinin sağlanmasının önündeki en büyük engellerden biri Papalık Devleti idi. Cicero ve Seneca’nın çizdiği adil, cömert ve yüce gönüllü hükümdar idealini eleştirdi. Machiavelli, bu niteliklerin devlet işlerini yürütmede uygun olmayacağına inanıyordu.Machiavelli, insanın özünde kötülük bulunduğunu düşünür. Bu kötülük yine bizzat insanın kendinden kaynaklanır. Özellikle insanlarda görülen ‘elde etme’ arzusu, bu kötülüğün en çok yansıdığı davranıştır.Ona göre insan, her şeye sahip olmak ister ve bu arzusunun sınırı yoktur. Ancak insanın hem ömrü, hem de maddî imkânları sınırlıdır. Dolayısıyla bir insanın her şeyi elde etmesi asla mümkün değildir. O hâlde bireyin, elde edemeyeceği şeylerin peşinden koşması da yanlış bir eylemdir. Machiavelli, iktidar gücünü miktarı asla değişmeyen bir pastaya benzetir. Buna göre herhangi bir kişi, sahip olduğu iktidar gücünü ne kadar arttırırsa, muhaliflerin ve diğer kişilerin gücü de aynı ölçüde azalacaktır. Yani iktidar miktarı asla değişmeyecek; ancak bu miktarın payı her zaman değişecektir.İktidar mücadelesi veren tüm siyasal aktörler, Machiavelli’ye göre kuşku içinde hareket eder. Her insanın özünde kötülük bulunduğu için, siyasetçiler hiç kimseye güvenmemelidir. Böylece tüm siyasetçiler hem etraflarına güvenmezler, hem de etraflarındaki kişiler için güvenilmez bireylere dönüşürler. Ancak yetenekli siyasetçiler, bu kuşku ve güvenilmezlik hâlini saklamaya çalışır. Ancak eninde sonunda güvenilmezliğini ortaya çıkartır.