Murphy Kanunları, 1990 yılında yaşamını yitiren ABD'li mühendis Edward A. Murphy, jr. tarafından ortaya konan, başarısızlıkların, yanlışların ya da hata nedenlerinin incelendiği çeşitli özdeyişlerdir. Murphy Kanunları'nın temeli şu söze dayanır: "Eğer bir işi halletmek için birden çok olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar doğuracaksa o zaman bu olasılık gerçekleşecektir." Daha açıklayıcı bir şekilde ifade etmek gerekirse Murphy Kanunları, sağ şeritte ilerlerken orta şeride direksiyonu kırmak ancak kırdığımız anda orta şeridin de tıkalı olduğunu görmemizdir. Murphy Kanunları hakkında bir örnek daha mı istiyorsunuz? Mesela camlar sildiniz ve derin bir nefes çekip koltuğa oturdunuz. 'Ne güzel camları sildim, temizlendi' dediniz ve tam da o anda yağmur yağmaya başladı. Bu tarz sinir bozucu durumlar, evrensel Murphy Kanunları'nın yürürlükte olduğunun kanıtlarıdır. Murphy Kanunları tam olarak 'bir işi yanlış yapmanın yolu varsa bu mutlaka olur' durumunu kastediyor. Mühendis Edward A. Murphy Jr, 1949 yılında ABD'de Kaliforniya'da bir hava üssünde görev yapıyor ve MX981 kod adlı çarpışma testi üzerinde çalışıyor. Algılayıcıların kablolama aşamasında görev yapan teknisyen hata bulduğu için bir türlü sonuca gidemiyor. Bu durumu gözlemleyen Murphy ise meşhur olacak sözünü ilk defa bu teknisyen için kullanıyor, 'Bir işi yanlış yapmanın bir yolu varsa bu adam onu mutlaka bulur' diyor. Ve böylelikle 'Murphy Kanunları' şeklinde bir kavram ortaya çıkıyor.
Murphy Kanunları ortaya çıktığı andan itibaren sadece Amerikan Hava Üssü'nde değil hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılıyor. Murphy'nin arkadaşlarından biri olan John Strapp, MX981 kod adlı çarpışma testi projesinin basın toplantısında 'Yıllardır yaptığımız testlerin güvenle devam etmesi Murphy Kanunları'nı görmezden gelmemizden ötürü yaşanmakta' diyor. Bu toplantıda Murphy Kanunları nedir, Murphy Kanunları nereden ortaya çıkmıştır soruları geniş yankı bulmayı başarıyor. Hatta 1958 yılında Webster'in sözlüğünde de Murphy Kanunlar kendine yer buluyor. Daha sonra kamuoyunda sıkça yer alıyor ve reklamlarda da muhakkak Murphy Kanunları'na değiniliyor. Şanssızlıklara mizahi bir şekilde yaklaşan Murphy Kanunları sayesinde başımıza gelen kötü şeyleri esprili bir şekilde günlük hayatımıza yer vermek aslında insan psikolojisine de iyi geliyor. Pollyanna mutluluğu yaratmasa da Murphy Kanunları, yani özdeyişleri sayesinde yaşadığımız talihsiz durumların başımıza gelebiliyor olma ihtimalinin mantık dışı olmayışı kişiye sorunlarıyla, problemleriyle başa çıkabilme, sorunlarının üstesinden gelebilme cesareti ve motivasyonu veriyor.
Murphy Kanunları, bu özdeyişler elbette sözel olarak kalmıyor. Sözel olarak kaldığı takdirde unutulmaya mahkum olacak bu özdeyişler bir kitaba dönüşüyor. Murphy Kanunları hakkında her geçen daha da çok bilgi kulaktan kulağa duyuluyor ve önce ABD'de daha sonra ise tüm dünyada bir akım gibi yayılmayı başarıyor. Bu da Murphy Kanunları'nın işlerin ters gittiği noktada başucu kitabı muamelesi görmesini sağlıyor. İronik ve trajikomik durumlara açıklamalar yapan Murphy Kanunları New York'ta Harvey Hutter tarafından bir kitap haline dönüştürülüyor. Kitaptaki kuramlar içerisinde teknolojiden hukuk ve askerliğe hatta aşka kadar pek çok konu yer alıyor. Konuların özellikle günlük hayatta yaşanan sorunlar ve bu sorunlara yönelik pratik çözümler olduğunu görüyoruz.
