Londra nın en tanınmış yapılarından biri olan Tower Bridge, hem mühendislik başarısı hem de tarihi önemiyle öne çıkan ikonik bir köprüdür. Thames Nehri üzerinde yer alan bu köprü, 19. yüzyılın sonlarında artan şehir trafiği ve nehir ulaşımı ihtiyacına çözüm olarak inşa edilmiştir. Tower Bridge’in inşasına olan ihtiyaç, 19. yüzyıl ortalarında Londra’nın doğusunda sanayi ve ticaretin hızla gelişmesiyle ortaya çıktı. Ancak köprü yapılacak bölge, büyük yelkenli ve buharlı gemilerin geçiş güzergâhında yer alıyordu. Bu nedenle sabit bir köprü inşa etmek mümkün değildi. Çözüm olarak hem yaya ve araç trafiğine hizmet edecek hem de gemilere geçiş izni verecek açılır-kapanır (bascule) bir köprü tasarlandı. Köprünün tasarımı, mimar Sir Horace Jones ve mühendis Sir John Wolfe Barry tarafından hazırlandı. 1886 yılında başlayan inşaat, sekiz yıl sürdü ve 1894 yılında tamamlandı. Açılışı ise 30 Haziran 1894’te, Galler Prensi (gelecekteki Kral VII. Edward) tarafından yapıldı.
Tower Bridge’in mimarisi, yanındaki tarihi Tower of London ile uyumlu olacak şekilde gotik tarza sahiptir. İki büyük kule, hem estetik hem işlevsel amaç taşır: kulelerin altındaki yürüyüş yolları yayalar için, alt kısmındaki açılır kanatlar ise nehir trafiği için tasarlanmıştır. Köprünün açılır mekanizması, ilk yapıldığında buhar gücüyle çalışıyordu; günümüzde ise modern elektrikli sistemlerle işletilmektedir. Tower Bridge, zamanla sadece bir ulaşım noktası değil, aynı zamanda Londra'nın kültürel ve turistik simgelerinden biri hâline geldi. 1982 yılında kule içleri ziyarete açıldı ve burada köprünün yapım sürecini anlatan bir sergi oluşturuldu. Bugün Tower Bridge, hem yerli halkın hem de milyonlarca turistin ilgisini çeken eşsiz bir mühendislik harikası olarak ayakta durmaktadır. Thames Nehri üzerinde zarif bir geçiş sunarken, aynı zamanda Londra’nın geçmişiyle bugününü buluşturan bir sembol görevi görmektedir.