Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, içme suyunda bulunan lityum yoğunluğunun yüksekliği ile bunama (demans) gelişim riskinin düşmesi arasında bağlantı olabilir. Danimarka'da bulunan Kopenhag Üniversitesi bilimcileri, yaşları 50 ile 90 arasında değişen ve 73.731 tanesinde bunama olan 800.000 kişinin verilerini çözümledi. Ekip ayrıca Danimarka'daki 151 bölgenin içme sularındaki lityum içeriğini ölçtü. Verileri karşılaştıran araştırmacılar, lityum yoğunluğunun yüksek (litre başına 15 mikrogram'ın üzerinde) olduğu bölgelerde yaşayan insanların bunama riskinin %17 oranında daha düşük olduğunu saptadı. Çalışma sonuçları Jama psychiatry dergisinde yayımlandı. Yapılan çalışma, ortada istatistiksel bir bağlaşıklık olduğunu gösteriyor. Bağlaşıklık her zaman nedensellik anlamına gelmez. Yani bunamaya karşı koruyucu etki yapan şey, doğrudan sudaki lityum fazlalığı değil de, bu fazlalığın olduğu bölgelerdeki başka çevresel etkenler olabilir. Lityumun, beyindeki çok sayıda süreç üzerinde etkisi olduğu biliniyor; örneğin depresyon ve bipolar bozukluk (manik-depresiflik) tedavisinde lityum işe yarayabiliyor. Çalışmanın başyazarı olan Kopenhag Üniversitesi'nden Prof. Lars Vedel Kessing, daha önce yaptığı bir çalışmada, ilaçlardaki yüksek lityum düzeyinin, bipolar bozukluk hastalarını bunamaya karşı koruduğunu göstermişti. O çalışmada, uzun yıllar boyunca lityum açısından zengin ilaçlar kullanan depresyon ve bipolar bozukluk hastalarının, Alzheimer hastalığına yakalanma risklerinin oldukça düşük olduğu ortaya konmuştu. Ayrıca lityumun, intiharları önleme konusunda da oldukça etkili olduğu ve lityum düzeyi yüksek musluk suyu içen kişiler arasında intihar oranının düşük olduğu gösterilmişti. Yapılan yeni çalışma ile bilimciler ilk kez olarak içme suyundaki lityum oranı ile bunama riski arasında bağlantı kurmuş oldu. Fakat araştırmacılar, sonucu kesinleştirmek ve bağlantının gerçekten de nedensel olduğunu netleştirmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin altını çiziyor.