2020 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde gözlemlenmiştir. Küçük akbaba Türkiye’de yaşayan 4 akbaba türünden birisidir. Yetişkin bir bireyi kafası ve sırtı beyazdır. Gagası ince ve kanca gibidir. Kanat tüyleri siyahtır. Yüzü sarıdır ancak üreme döneminde turuncuya dönüştüğü görülmektedir. Bacaklar genç bireylerde gri olmakla birlikte, yetişkin bireylerde pembedir. Düz ve uzun pençeleri vardır, ayaklarında küçük perdeleri mevcuttur. Boyu yetişkin bireylerde 47-65 cm aralığındadır. Ağırlık alt türlere göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 2 kg civarındadır. 1758'de tanımlanan küçük akbaba, Neophron cinsinin tek türüdür. Eski Dünya akbabasıdır. Türkiye’de yaşayan başka bir akbaba türü olan sakallı akbaba ile yakın akrabadır.
Küçük akbaba Afrika'dan Arap Yarımadası'na, Anadolu'dan Balkan'lara ve İran'dan Hindistan'a kadar Eski Dünya Kıtaları'nda yaygın dağılımı olan bir türdür. Genellikle kaya çıkıntılarına yuva yaparlar. Özellikle yüksek kayalıkları seçerler çünkü diğer Eski Dünya akbabalarında olduğu gibi yerden havalanmakta zorlanırlar. Diğer yırtıcı kuşlar gibi yüksek yerlerden sıcak havayı (termal akımları) kullanarak uçarlar. Uygun yaşam alanı bulamadıkları durumlarda ağaçlara ve bina tepelerine de yuva yaptıkları görülmüştür. Küçük akbaba IUCN kırmızı listesinde Endangered “EN”, yani "Tehlikede" olarak sınıflandırılmıştır. Ayrıca popülasyonlarının da giderek azaldığı görülmektedir. 2004 yılına kadar "Asgari Endişe" olarak sınıflandırılsa da, 2007 yılında "Tehlikede" olarak kategorisine alınmıştır.
Hindistan'da 90'ların başında, akbaba popülasyonlarında ciddi düşüşler görülmeye başlanmıştır. Sonraları akbabaların, ölmeden önce tedavisinde non-streoid antiinflamatuar ilaç olan bir nevi ağrı kesici Diklofenak ilacı kullanışmış evcil hayvanların leşleriyle beslendiği anlaşılmıştır. Diklofenak’ın akbabalar üzerinde etkisi kesin olarak bilinmese de, 2006'da Hindistan hükümetinin bu ilacı yasaklamasıyla beraber akbaba ölümlerinin sayısı kayda değer bir şekilde azalmıştır. İspanya'da etobur hayvanlara karşı yapılan yasa dışı zehirlemeler, Güneybatı Avrupa popülasyonlarını etkileyen en büyük tehditlerden birisidir. Afrika'daki düşüşlerin sebebi toynaklı yaban hayvanların sayısındaki düşüşten kaynaklandığı düşünülmektedir. Küçük akbabalar popülasyonlarında dünya genelinde ciddi bir düşüş vardır. Kurşun zehirlenmesi, doğrudan veya ikincil zehirlenme, elektrik hatları ve rüzgar türbinleri ile olan çarpışmalar popülasyon düşüşlerinin sebeplerinden sadece bazılarıdır.
Küçük akbabaları korumak için dünya genelinde izleme programları yürütülmektedir, hatta gerekli olan durumlarda yiyecek takviyesi yapılmaktadır. Ayrıca halkı bilinçlendirme çalışmaları ve yasa dışı zehirlemelere karşı kampanyalar yürütülmektedir. Avrupa Birliği'nin diklofenak ilacının veteriner kullanımı için yasallaştırması büyük tepki görmüş, aktif kampanyalar yürütülmüştür. Türkiye, Avrupa'nın en geniş küçük akbaba popülasyonlarından birisine sahiptir. Türkiye'de küçük akbabaların korunması adına en aktif çalışmaları Doğa Derneği (BirdLife Türkiye) yapmaktadır. 2010 yılında Beypazarı ve Kirmir Vadisi’nde yaptığı çalışmalar sonucu bölgenin küçük akbabalar için önemli bir yer olduğunu belirlemiştir. Doğa Derneği, Bulgaristan’daki BirdLife kurumu ile yaptığı ortak çalışmalar sonucu Beypazarı'ndaki küçük akbaba popülasyonun envanterini çıkarmıştır. Çalışması sonucunda 55 çift küçük akbaba kaydedilmiş ve üreme başarıları izlenmiştir. Doğa Derneği son 2 yılda yaptığı çalışmalar ile birlikte 85 çiftten fazla küçük akbabayı kayıt altına almıştır. Bu sayı tüm balkan popülasyonundan daha büyüktür.
Genellikle tek başlarına veya çift olarak görülürler. Ancak diğer etçil-hepçil kuşlarla aynı beslenme alanlarında bulunmayı tercih ederler. Çünkü aksi takdirde tek başlarına yiyecek bulması gerekmektedir. Bu birliktelik küçük akbabaya besin bulmalarında kolaylık sağlamaktadır. Küçük akbaba çoğunlukla ses çıkarmaz. Ancak kendilerini tehlikede hissettiklerinde tıslama ve çığlık sesleri çıkarırlar. Küçük akbaba, kalın kabuklu kuş yumurtalarının, kabuklarını kırmak için küçük kaya parçalarını birer alet gibi kullanmaktadır. Bu davranışları onları alet kullanan sınırlı canlı türlerinden birisi yapmaktadır. Küçük akbaba tek eşli bir canlıdır, yılda bir kez ürer. Üreme döneminin zamanlaması popülasyonun bulunduğu coğrafyaya göre değişmekle beraber, genelde ilkbahardır. Üreme döneminde çift olarak göç ederler ve yuvalarını beraber inşa ederler. Yuva inşasının yanı sıra dişi ve erkek yavruları da beraber büyütür. Aynı çiftin birden fazla çiftleşme döneminde beraber üreyebildiği olabildiği bilinmektedir. Dişi genellikle 2 yumurta bırakır. Yavrular 39-45 gün arasında yumurtadan çıkarlar. Yavruların tüyleri yaklaşık 82 gün içerisinde çıkar. Tüyleri çıktıktan 1 ay sonra da avlanabilir duruma gelirler. Cinsel olgunluğu ise 6 yaşında kazanırlar.