Elizabeth, 1533 yılında Londra’da Kral 8. Henry ve Anne Boleyn’in kızı olarak dünyaya gelmiştir. Doğduğu zaman teni bembeyazdı ve "hayalete benzediği" gerekçesiyle öldürülmek istenmişti. o dönemler cadı, hayalet ya da Şeytan ile anlaşma yapmış kişi olarak damgalanmak çok kolaydı. Ancak o zamanlarda, kendisinin İngiltere tarihinin en etkili isimlerinden biri olacağını kimse bilmiyordu. Elizabeth’in babası olan ve zamanına göre fazlasıyla sansasyonel olan Kral 8. Henry’nin birtakım girişimleri, İngiliz reformunun fitilini ateşlemişti. 8. Henry, eşi Aragonlu Catherine’den boşanıp, Anne Boleyn ile evlenmek istemiş ancak Papa buna karşı çıkmıştır. 8. Henry ise İngiltere’yi Katolik kilisesinden ayırarak, Anglikanizmi kurmuştur. 8. Henry’nin ölümünden sonra oğlu 6. Edward tahta geçmiştir. Kısa süre sonra hayatını kaybetmiş ve Hükümdarlığı kısa sürmüştür. Yerine gelen "Kanlı Mary", İngiltere’de 400 yıl aradan sonra tahta geçen ilk kadın hükümdar olmuştur. Mary, bir Katolik’ti ve İngiltere’yi tekrar Katolik Kilisesi’ne bağlamak istedi, bu sebeple Katolik İspanya Kralı 2. Philippe ile politik bir evlilik yaptı. Ve İngiltere’yi yeniden Katolik yapmak için çok ağır yaptırımlar uygulayarak, yüzlerce kişinin ölümüne sebep oldu. Bu sebeple kendisine "Kanlı Mary" denmiştir. Mary’nin ölümünden sonra taht, Kardeşi Elizabeth’e geçti ve İngiltere’de "Elizabeth dönemi" başladı. Hayatı boyunca savaşmak zorunda olan Elizabeth, taç giydiğinde Avrupa’da din savaşları vardı. Zor bir dönemde, büyük bir sorumluluk ile ülkesini yönetmesi gerekti. Tahta çıktığında kendisini İngiltere Kilisesi Lideri seçtirmiş ve ülkeyi yeniden Protestanlığa döndürmüştü. Bunun sonucunda pek çok suikast girişimine maruz kaldı. Kraliçe Elizabeth, Katolik İskoçya yönetimine karşı Protestan Lordlara destek verdi. Tahta çıkışı, Katolik dünyanın dikkatini çekmiş ve Papa, İngiltere tahtında Protestan bir kadının oturmasını istememişti.
Buna ek olarak Mary Stuart tehdidi vardı. İskoçya Kraliçesi olan Mary, genç yaşta Fransa Prensi François ile evlendirilmişti. Mary Stuart, 8. Henry’nin kardeşi Margaret Tudor’un torunu olduğundan İngiltere tahtında da hak iddia edebiliyordu. Kraliçe 1. Elizabeth, Mary Stuart’ı kendisine karşı alternatif bir Tudor tehdidi olarak görmüştü. Mary Stuart hikayesi oldukça uzundur, ancak kısaca şunu söyleyebiliriz ki François ölünce Mary Stuart da İskoçya’ya dönmüş, Protestanlar tarafından çıkarılan isyanla İskoç tahtından indirilmiş ve İngiltere’ye sığınmıştır. Orada İngiltere tahtını ele geçirme planları yapmış ancak Elizabeth’in casuslarının şifreli mektupları çözmesi sayesinde başarılı olamamış ve 1587 yılında Kraliçe 1. Elizabeth tarafından vatana ihanet suçundan idama mahkum edilmiştir. Böylece tahta aday rakip bir Tudor kanı ortadan kalkmıştır. Kraliçe Elizabeth’in oldukça zeki bir kadın olduğunu söyleyebiliriz, öyle olmasa erkek egemen bir dünyada hükümdarlığının ilk yılında bile tahtını koruyamazdı. Tek başına bir ülkeyi başarıyla ve uzun bir süre yöneten Kraliçe Elizabeth, hayatı boyunca hiç evlilik yapmamıştır. Birçok diğer nedenin yanı sıra, bunun önemli bir nedeni, onunla evlenmek isteyen birçok kişinin gözünün kendisinden ziyade tahtın gücünde olmasıdır. Örneğin ablasının eşi İspanya Kralı 2. Philippe kendisine evlilik teklifinde bulunmuş, ancak Elizabeth’e evlilik teklifinde bulunan diğer tüm hükümdarlar gibi o da ret cevabı almıştır. Kraliçe danışmanının tavsiyelerine kulak asmamış ve hiç evlenmemiştir. Kendisiyle evlenmek isteyen erkeklerin asıl istediğinin kendisi değil, tacı olduğunun bilincindeydi ve iktidarının sarsılmasını istemiyordu. 1. Elizabeth, kendisini "manevi olarak ülkesiyle evli" ilan etmiştir. Kraliçe, ablasının yaptığı hataları yapmamış, Katolik ve Protestanlar konusunda mezhep savaşlarını körükleyecek davranışlarda bulunmamaya gayret etmiştir. Kız kardeşinin danışmanlarını görevden almamış ve eşitliği sağlamak amacıyla Protestan danışmanlar da görevlendirmiştir. Elizabeth’in kendisi de bir Protestan'dır.