Balıkesir’in kültürel dokusunda derin izler bırakan Tülütabaklar, sadece bir halk oyunu ya da gelenek değil; aynı zamanda direnişin, zekânın ve cesaretin vücut bulmuş halidir. Kuvayı Milliye döneminde, düşman kuvvetlerine karşı yürütülen halk direnişinde önemli bir rol oynamışlardır. Yerli halk, ellerindeki imkânlarla direnişe destek vermek için alışılmışın dışında bir yöntem geliştirmiştir: Tülütabaklar.
Tülütabaklar, özellikle gece vakti, keçi ya da koyun postları giyerek ve yüzlerini is ile siyaha boyayarak düşmanı şaşırtmak ve korkutmak için ortaya çıkmışlardır. Sessizce ilerleyen bu figürler, karanlıkta belirdiklerinde adeta doğaüstü birer varlık gibi görünmüş, düşman askerleri bu görüntüler karşısında paniğe kapılmıştır. Halkın bu yaratıcı ve etkili yöntemi sayesinde, moral üstünlüğü büyük ölçüde Kuvayı Milliye saflarına geçmiştir.
Zamanla bu direniş sembolü, Balıkesir’in geleneksel kültürünün bir parçası haline gelmiştir. Bugün Tülütabaklar, özellikle Kurtuluş Günü kutlamalarında ve çeşitli yerel etkinliklerde halkın karşısına çıkar. Kalabalıklar arasında yürüyen, postlara bürünmüş ve yüzleri siyah boya ile kaplanmış Tülütabaklar, hem geçmişin izlerini hatırlatır hem de gelecek nesillere aktarılan bir kültürel miras olur.
Tülütabakların özellikle çocuklar üzerindeki etkisi büyüktür. Çoğu zaman eğlenceli bir korku unsuru gibi görünseler de, onların arkasındaki tarihî anlam çocuklara vatan sevgisini, dayanışmayı ve halkın mücadele ruhunu öğretir. Bu yönüyle Tülütabaklar, sadece bir folklorik figür değil; aynı zamanda birer tarih öğretmenidir.
Günümüzde bu geleneği yaşatmak için çeşitli dernekler ve belediye destekli etkinlikler düzenlenmektedir. Her yıl yapılan canlandırmalar, Tülütabakların sadece bir geçmiş anısı olmadığını, hâlâ yaşayan bir ruh olduğunu kanıtlar niteliktedir.
