Sıcak kumlar ile Akdeniz’in serin sularının tarihle dans ettiği yer; Khemet ya da bizim bildiğimiz adıyla Mısır. Nil deltası üzerindeki verimli topraklarda ve Nil Nehri boyunca kurulmuş olan Mısır, antik çağ tarihinin en görkemli ülkelerinden biri olmakla birlikte, gerek mimarisi, gerek mitolojisi, gerekse Atlantis’ten aldığı rivayet edilen Osiris öğretisiyle çağımızın en müthiş ve Mısır deyince akla ilk gelen tabi ki Dünya’nın yedi harikasından biri olan Giza Piramididir. Giza adını Mısır’ın başkenti Kahire’nin bir parçası olan El Giza bölgesini çevreleyen antik Giza mezar kentinden alır. gizemli yerleşim yerlerinden biridir. Asıl adı Khufu Piramidi olan Giza, Eski Yunanca’da Herodotos’un deyimiyle Kheops olarak bilinir. Khufu adını dönemin firavunu olan ve adı “Tanrı Khnum(Nil nehrinin kaynağı) beni korusun.” anlamına gelen Firavun Khnum-Khufu’dan almaktadır. Giza’daki üç büyük piramidin yapımını başlatan ve babası Snefru’yu taklit eden Firavun Khufu’dur. Keops için mezar olarak inşa edilen piramidin inşasının 30 yıl sürdüğünü söylüyor, Herodotos.
Yer altı odaları ve taşı çekmek için yolların yapımı on yıllık emeğe mal olmuş; piramit için de ayrıca 20 yıl harcanmıştır.Piramidin kenar uzunluğu aşağı yukarı 230 metreydi ve M.S 1889’da Fransa’da Eifel Kulesinin inşasına kadar Dünya’nın en büyük, insan eliyle yapılan eseri kabul edilirdi.
Peki piramit nasıl inşa edilmişti?
Günümüzdeki en tartışmalı konu aslında bu olsa gerek. Kimilerine göre majik asalar ile doğa güçlerinin kullanımı, kimilerine göre papirüs büyüsü, kimilerine göre kaldıraçlar, makara sistemleri ve sabit rampa teorisidir. “Herodotos’un kayıtları ile Arap tarihçi Abu Zeyd el Balkhy’nin anlattıkları birbiriyle paralellik gösterir.” demiştir yazar Ergun Candan, Antik Mısır Sırları adlı eserinde. Herodotos, kayanın, üzerine konulan bir papirüs sayesinde levite edilerek (havaya yükseltilerek) taşındığına kendisinin bizzat şahit olduğunu tuttuğu tarihi kayıtlarına geçirmiştir. En mantıklı ve akla yatan teori ise sabit rampa teorisidir. Bu teoriyi ortaya atan Fransız Mimar Jean-Pierre Hodin’e göre, halen piramidin içinde var olan rampa bu blokların tepe noktasına kadar taşınmasına yardımcı olmuştur.