Kehribar (İng. amber), kristal de değildir, mineral de değildir. Antik ormanlardaki ağaçların reçinelerinin fosilleşmiş biçimi olup, doğanın mücevherlerinden biridir. Bir ağaç yaralandığında, yarayı kapatmak için reçine salgılayabilir. Çöküntü katmanları arasında kendine bir yol bulabilen dirençli bir reçine fosilleşerek, milyonlarca yılın sonunda sert bir kehribar parçası hâline gelebilir. Fakat bunun gerçekleşmesi için tam olarak bütün gerekli koşullar sağlanmalıdır. Kehribar bilim dünyası için çok ilgi çekicidir, çünkü milyonlarca yıl öncesinden kalma bitki ve hayvanları içinde saklıyor olabilir. Ayrıca binlerce yıldan beri, insanlar tarafından takı yapımında kullanılır.
Reçine salgılandığında, kehribara dönüşeceğinin hiçbir garantisi yoktur. Çoğunlukla da dönüşmeyecektir; çünkü ancak şu koşullar sağlanırsa kehribar ortaya çıkar: Tüm reçine kimyasal olarak durağan olmalıdır ve zamanla çözünmemelidir. Güneşe, yağmura, uç sıcaklıklara ve bakteriler ya da küfler gibi mikro-organizmalara dirençli olmalıdır.
Dünya'daki bilinen en geniş kehribar deposu, Rusya'nın Kaliningrad kentinde keşfedilen 50 milyon yıllık Baltık kehribarlarının bulunduğu bölgedir. İkinci bir bölge ise Burma'da keşfedilmiş olup, orada da 99 milyon yıllık kehribarlar bulunmaktadır.