Halk arasında “Karagöz ile Hacivat” olarak da bilinen gölge oyunu, Osmanlı İmparatorluğu şehirlerindeki toplumsal yapıyı belki de en iyi yansıtan sanattır. Bir taraftan şehir insanına içinde yaşadığı gerçekliği gösterirken diğer taraftan renkli tiplemeleri ile bu durumu karikatürize eder; sazın, sözün ve şiirin eşliğinde oynatılan hareketli gölgelikleriyle (tasvir) insanları kendi “sanal” gerçekliğine çeker. Bu bir aradalık onu orta oyunu ile birlikte Osmanlı toplumunun en sevilen eğlencesi hâline getirir. “Hay hak! Perde kurduk, ışık yaktık / Gösterimiz gölge, hayal / Gerçeğin aynasıdır bu / Sanılmaya martaval.’’ uyarısıyla başlayan oyun; izleyenlere Balat Kapısı’ndan içeri giren Yahudi’si, saf ve bildiğini okuyan Arnavut’u, elinde çubuğuyla arz-ı endam edip konuşmanın orta yerinde uykuya dalan Tiryakisi, çabuk sinirlenen külhanbeyi Tuzsuz Deli Bekir’i, Oduncu Baba Haşmet’i, Karadenizlisi, Trakyalısı ve daha pek çok tiplemesi ile Osmanlı şehirlerinin, ama özellikle de İstanbul’daki gündelik yaşamın oldukça canlı bir panoramasını sunar.