İlahi Komedya, İtalyan şair Dante Alighieri tarafından 14. yüzyılın başlarında yazılmış, Batı edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilen alegorik bir şiirdir. Üç bölümden oluşur: Cehennem (Inferno), Araf (Purgatorio) ve Cennet (Paradiso). Dante, bu eserde kendi adını taşıyan karakter üzerinden insan ruhunun kurtuluş yolculuğunu anlatır. Yolculuk, yaşamın ortasında kaybolmuş bir adamın kendini bulma, günahlarıyla yüzleşme ve hakikate ulaşma sürecini simgeler. Dante'nin rehberleri sırasıyla şair Virgil ve ardından kutsal aşkı temsil eden Beatrice olur. Her biri farklı bir erdemi temsil eden bu rehberler, Dante’nin hem entelektüel hem de ruhsal yükselişini mümkün kılar.
Eserin temel amacı, insanı doğru yola çağırmaktır. Dante, dönemin siyasi yozlaşması, dini sapmalar ve bireysel ahlaki çöküş karşısında, insanın ilahi düzene uygun yaşaması gerektiğini savunur. İlahi Komedya’nın felsefesi, Orta Çağ Hristiyan dünya görüşü ile antik felsefenin (özellikle Aristoteles ve Stoacılık) birleşiminden doğar. İnsan ruhunun günah, arınma ve kurtuluş süreçlerinden geçerek Tanrı’ya ulaşabileceğini dile getirir. Bu yönüyle eser, sadece bir edebi yolculuk değil, aynı zamanda varoluşsal ve ahlaki bir rehber niteliğindedir. Dante, Cehennem’de insanın en aşağılık hallerini, Araf’ta arınma sürecini ve Cennet’te ise Tanrısal hakikatin ışığını anlatır. Özellikle Cehennem bölümü, simgesel anlatımı, güçlü imgeleri ve ahlaki mesajlarıyla öne çıkar. Burada, her günahın kendi cezasıyla orantılı biçimde karşılık bulduğu bir kozmik adalet düzeni vardır. Bu düzen, evrensel adaletin ve Tanrısal dengenin bir yansımasıdır. Eserde sıkça karşılaşılan semboller (örneğin orman, yol, ışık, yıldızlar), insan hayatının manevi boyutunu anlamlandırmak için kullanılır.
Sonuç olarak İlahi Komedya, bireyin içsel yolculuğunu, iyilik ve kötülük kavramlarını, özgür iradeyi ve ilahi adaleti derinlemesine işleyen felsefi bir metindir. Dante, hem çağının insanına hem de geleceğin okuyucularına, "karanlıktan aydınlığa" giden yolun içsel farkındalık ve ahlaki dönüşümle mümkün olabileceğini göstermektedir.