1997 yılında İspanya’nın Bilbao kentinde 11.000 m2’lik alana inşa edilen bu yapı dünyanın mimarlıkla ilişkisini temelden değiştirmiştir. Guggenheim; ilk bakışta sıkıcı gözüken, gözlerden uzakta kalmış, harap olmuş limana sahip Bilbao kentini yeniden hayata döndürerek yenilenmenin sembolü haline gelmiştir. Bilbao kentinin vizyonunu değiştirmiştir. Bu açıdan devrim niteliğinde bir yapıdır. Bu yapıdan sonra Bilbao’da turizm devri yaşanmış, kent canlanmış, ekonomi gelişmiştir. Yapı anıtsal mimarisiyle müzenin çevresi ve şehir ölçeği ile güçlü bir etkileşim kurmuştur. Yapının yarattığı kamusal alanlara insanları çekerek kent dokusu ile güçlü bir ilişki kurmayı başarmıştır. Bunda insan trafiğini iyi bir şekilde yönlendirmesi büyük rol oynamıştır.
Frank Gehry, teknolojinin tüm imkanlarını yapıya yansıtmaya çalışmıştır. Yapının kimliğini titanyum, cam ve kireçtaşı kullanılarak üretilen eğimli yüzeyler oluşturur. Kavisli titanyum yüzeyler CATIA adı verilen 3 boyutlu bir programda tasarlanmıştır. Bu yüzeyler, yarattığı estetik algı ile beraber hava akımını ve içeri giren ışığı kontrol eder. Duvarlar, döşeme ve çatı plaklar yük taşıyıcı olarak kullanılmıştır. Üçgenlerden oluşan gridal sistem, duvar ve döşemelerden oluşmuştur. Bu sistem dekonstrüktivist mimari tarzın özelliklerini daha vurucu bir şekilde yansıtır.
Binanın eğrileri rastlantısal ışığı yakalayarak yüzeylerin ışıkla beraber dalgalanmasını sağlar. Böylece bina kullanıcılarına ve onu gözlemleyenlere görsel şölen sunar. Guggenheim 19 galeriden oluşan bir sergi alanını içinde barındırır. Bu galerilerin 10 tanesi klasik ortogonal (dik açılı) plan şemasına sahiptir. 9 tanesi ise eğimli titanyum yüzeylerin altında bulunmaktadır.
Bu galerilerde İspanyol ve uluslararası sanatçıların kalıcı eserleri çok fazla, geçici sergiler ise sıklıkla değişiyor. Genellikle Çin ve Rusya’nın sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanat eserlerinin birçoğu soyut ve nesnel olmayan içeriklerde.
Bu müze etkileyici formları dışında başka bir zenginliğe daha sahiptir. Her ayın cuma akşamı bir etkinlik düzenlenir. Bu geceye özel olarak müze 22:00-01:00 saatleri arasında da açık olur. Müzik eşliğinde hafif kafa salınımlarıyla sergiyi farklı bir şekilde tecrübe etme imkanı sunar. Dans ederek bu etkileyici yapıda gezmenizi sağlar. Saat 1’den sonra ise parti şehrin en büyük kulübü olan Fever’a taşınır.