Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eser, Grigory Petrov tarafından kaleme alınmış ve esasen bir halkın yeniden dirilişinin, eğitim ve bilinçle kalkınmasının öyküsüdür. Kitap, 20. yüzyıl başlarında geri kalmış bir ülke olan Finlandiya'nın, kısa sürede nasıl çağdaş, demokratik ve gelişmiş bir ülke haline geldiğini anlatırken; bireysel ve toplumsal sorumluluğa dair güçlü bir felsefe ortaya koyar. Kitabın merkezinde şu fikir yatar: Toplumsal dönüşüm, yalnızca siyasetçiler veya liderlerle değil; öğretmenler, din adamları, askerler, mühendisler ve hatta sıradan vatandaşların bilinçli çabalarıyla gerçekleşir. Petrov’un çizdiği Finlandiya modeli, halkı küçümsemeden, onları eğiterek, aydınlatarak ve motive ederek yükseltme üzerine kuruludur.
Yazar, Fin halkının yoksulluk ve cehalet içinde yaşarken nasıl bir bilinçlenme sürecine girdiğini, eğitim, ahlak ve idealizmle nasıl bir "beyaz zambaklar ülkesi"ne dönüştüğünü anlatır. Bu metafor, çamur içinden çıkıp temizliğe ve zarafete ulaşan zambakları simgeler: Yani, toplumun her kesiminde başlayan bir ahlaki ve kültürel yükseliş. Kitapta özellikle bireyin gücü vurgulanır. Her birey, kendi alanında küçük ama etkili adımlar atarak büyük değişimlerin parçası olabilir. Asker disiplinli, öğretmen bilinçli, rahip ahlaklı ve vizyon sahibi olursa, toplumu dönüştüren bir zincirleme etki başlar. Burada idealizm ile gerçekçilik harmanlanır: Hayaller, somut çabalarla desteklendiğinde gerçekleşebilir.Petrov’un felsefesi aynı zamanda toplumun her bireyini bir “inşa edici” olarak görmektir. Herkes ülkesini şekillendirme sorumluluğunu taşır. Bu anlayış, pasif vatandaşlık anlayışının yerine aktif, düşünen ve üreten bireyleri koyar. Kitap boyunca, Fin halkının kaderinin, halkın kendi eline almasıyla nasıl değiştiği anlatılır.
Sonuç olarak, Beyaz Zambaklar Ülkesinde, bir milletin yeniden doğuşunun ahlaki, kültürel ve bireysel temellerle mümkün olduğunu savunur. Bu mesaj, yalnızca Finlandiya’ya değil, değişim ve kalkınma arayan tüm toplumlara evrensel bir çağrıdır: “Kendi ülkenin beyaz zambağı olabilirsin, yeter ki sorumluluk al, düşün ve harekete geç.”
