Alman Gizli Polis Teşkilatı anlamına gelen ve Almanca’da “Gheime Staatspolizei” olarak bilinen bu teşkilat, Adolf Hitler’in iktidara gelerek, Nazi ideolojisini uygulamaya koymasından sonra Nazi Almanya’sının işgal ettiği bütün topraklarda görev yapmış bir polis teşkilatıdır. Nazi Almanya’sı kurulduğunda, polis teşkilatının çoğu Weimar Cumhuriyeti’nin polis teşkilatının devamı şeklinde olmuştur ve bu standart polis teşkilatları Hitler’in istediği bir oluşum değildir. Hitler, uyguladığı Nazi rejiminde kendisine mutlak sadakatle hizmet edecek birlikler istemiştir ve bunun üzerine SA, SS ve Gestapo kurulmuştur. Gestapo, öylesine güçlenmiştir ki mahkemelerin dahi bu polis teşkilatına sözü geçmez olmuştur.
Her ne kadar Gestapo’nun kurucusu, bu gizli teşkilatı yöneten Heinrich Himmler olarak bilinse de; Hitler’in en yakın arkadaşı olan Hermann Goering, Gestapo’nun gerçek kurucusudur. Goering, Adolf Hitler’in güçlenmesi ve şansölye unvanı almasından sonra Prusya vekili olmuş ve polis devletlerini örgütlemiştir. Gestapoyu kuran Goreing, bu birime çok sayıda Hitler sempatizanı kişiyi sokarak, Hitler’in görüşlerini çevresine aşılamaya başlamıştır. Çok geçmeden taraftarları artan Hitler’in düşünceleriyle Goering, karşıt görüşlü muhaliflere baskı uygulamaya başlamıştır. İlk başlarda Adolf Hitler’in etkinliği arttıran ve büyük bir askeri güç olan SA gün geçtikçe isteklerini artırıyor ve iktidarda bulunan Hitler üzerinde baskı kuruyordu. SA birlikleri artık başına buyruk hareket etmeye başlamıştı ve etrafta darbe dedikoduları dönüyordu. Otoritesinin sarsılacağını ve bir darbe girişimi ihtimali olduğunu fark eden Hitler, tarihte “Uzun Bıçaklar Gecesi” olarak bilinen saldırıyı hazırladı. Bir gecede ve tek bir hamlede SA’nın hemen hemen tüm üst düzey yönetim kadrosu SS ve Gestapo subayları tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Hitler bu polis teşkilatını kullanmak için 1934 yılında Gestapo’nun başına Heinrich Himmler’i tayin etmiştir.
Himmler, komutayı devraldıktan sonra Gestapo’nun kontrolü ve devamlılığı için dinamik ve atılgan SS komutanlarından biri olan Reinhard Heydrich’i başa getirmişir. Kısa zamanda gelişen Gestapo, muazzam bir haberleşme ağı ve detaylı bir bilgi envanterine sahip olmuştur. Ayrıca tamamen gizlenme yeteneği olan bu birlikler, büyük bir gizlilik içinde operasyonlarını sürdürmüşlerdir. Bu gizli ajanlar sıradan bir polis birliği gibi gözükseler de tutuklama, yargılama, infaz gibi sınırsız yetkilere sahiptiler. Gizli faaliyetleri ile hem ülke içi hem de uluslararası alanda bilgi toplayan Gestapo, günümüzün “istihbarat teşkilatları” ile benzer bir yapıya sahipti.