Hindistan’ın kalbinden doğarak Himalayalar’dan Bengal Körfezi’ne kadar uzanan Ganj Nehri, sadece fiziksel değil, aynı zamanda manevi bir yolculuğun da sembolüdür. Hinduizm inancında “Tanrıça Ganga” olarak kutsal sayılan bu nehir, milyonlarca insanın günahlarından arınmak için içine girdiği bir tapınak gibi kabul edilir. Ancak bu kutsallığın ardında oldukça çarpıcı ve şaşırtıcı gerçekler gizlidir.
Ganj Nehri, inançla kirliliğin iç içe geçtiği nadir örneklerden biridir. Her yıl yaklaşık bir milyon Hindu hacı, nehrin çeşitli noktalarına gelerek burada yıkanır, dua eder ve ölen yakınlarının külleriyle birlikte ruhlarının huzura kavuşmasını diler. Fakat bu dini törenler, nehrin ekosistemi için büyük bir yük oluşturur.
Dünyanın En Kirli Nehirlerinden Biri
Birçok uluslararası araştırma Ganj’ı “dünyanın en kirli nehirlerinden biri” olarak tanımlar. Bu nehre günde yaklaşık 3 milyar litre arıtılmamış lağım suyu ve endüstriyel atıklar dökülmektedir. Nehir kıyılarında kurulmuş binlerce deri tabaklama atölyesi ve fabrika, kimyasal atıklarını doğrudan Ganj’a boşaltır. Buna rağmen, insanlar bu suda çamaşır yıkar, banyo yapar, hatta içme suyu olarak kullanır.
Ölü Yakma Ritüelleri ve Nehirdeki Cesetler
Varanasi gibi kutsal şehirlerde ölen Hinduların cesetleri Ganj Nehri kıyısında yakılır ve külleri suya bırakılır. Ancak yakma işlemi tam olarak tamamlanmadığında, yarı yanmış ya da doğrudan suya bırakılan cesetler nehirde yüzebilir. Zaman zaman köpek balıkları veya timsahlar yerine balıkçılar ceset parçalarıyla karşılaşabilir. Buna rağmen, birçok kişi bu suya girmekte hiçbir sakınca görmez.
Ganj’da Turistik Nehir Gezileri
Ganj’ın bu dramatik gerçeklerine rağmen, nehir gezileri hâlâ turistlerin gözdesi. Gün doğumu sırasında Varanasi’de yapılan sandal turları, maneviyat arayanlar için unutulmaz bir deneyim olarak sunulsa da, turistik yüzeyin altı hem ekolojik hem de hijyen açısından oldukça sorunludur.
Ganj: Temizlik Kampanyaları ve Umut
Hint hükümeti tarafından “Namami Gange” gibi birçok temizlik projesi başlatılmış olsa da, Ganj’ın eski temizliğine kavuşması hâlâ uzak bir hedef gibi görünüyor. Kutsallığı, geleneklerle örülmüş olan bu nehir, aynı zamanda dünyanın en dramatik çevre krizlerinden birine ev sahipliği yapıyor.