Yeşeren ve filizlenen patates, soğan ve sarımsağın yenip yenemeyeceği konusu, hem halk arasında hem de beslenme uzmanları arasında merak edilen önemli bir sağlık sorusudur. Öncelikle patatesle başlamak gerekirse; patates, solanin adı verilen doğal bir toksin içerir. Bu madde normalde patatesin kabuğunda çok düşük miktarda bulunur, ancak patates filizlendiğinde ve yeşermeye başladığında solanin oranı belirgin şekilde artar. Solanin, insan vücudunda mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, karın ağrısı, hatta yüksek miktarda alındığında solunum güçlüğü ve sinir sistemi üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Filizlenen patatesin tüketilmesi bu nedenle risklidir. Özellikle kabuğunun yeşile dönmesi ve çok sayıda filizlenme oluşması, toksin seviyesinin yüksek olduğuna işaret eder. Hafif filizlenmiş patatesler bazen filizleri ayıklanarak ve derin soyularak tüketilebilse de, bu kesin bir güvenlik sağlamaz; özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeler için tavsiye edilmez.
Soğan ve sarımsakta ise durum biraz daha farklıdır. Soğan ve sarımsak da filizlenebilir, özellikle uzun süre nemli ya da ılık ortamda bekletildiğinde. Ancak bu filizlenme süreci patatesteki kadar tehlikeli değildir. Filizlenen soğan ve sarımsak bozulmuş değildir, ancak tatlarında hafif bir acılaşma ve aroma değişimi olabilir. Bu nedenle bazı insanlar filizlenmiş hallerini tercih etmeyebilir, ama sağlık açısından genel olarak güvenlidir. Yine de soğanın dış katmanları buruşmuş, küflenmiş veya çürümüşse, sadece filizi değil tüm başı atmak en doğrusudur. Sarımsak için de benzer şekilde, filiz kısmı ayrılarak geri kalan bölüm kullanılabilir. Ayrıca sarımsak filizi bazı mutfaklarda özellikle aroma verici olarak da kullanılmaktadır.
Sonuç olarak, filizlenmiş patatesin özellikle yeşil renk almışsa tüketilmesi önerilmezken, filizlenen soğan ve sarımsaklar genel olarak daha az risk taşır ve kullanılabilir durumdadır. Ancak bu ürünlerin tazelik durumuna, kokusuna ve genel görünümüne dikkat etmek gerekir. Tüm sebzelerde olduğu gibi, tüketilecek gıdanın güvenliğinden emin olmak sağlığın korunması açısından birincil öneme sahiptir. Özellikle çocukların ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir.
