Yetişkin erkek fareler, çiftleşme noktasında oldukça azgın bir grup olma eğilimindedir. İnsan sosyal normlarından uzak olan hayvanlar, cinsel arzularını sınırsız biçimde ifade ederler ve şans verildiğinde bir günde yeni tanıtılan birçok dişiyle çiftleşme davranışı gösterirler. Ancak yine de, çoğu yetişkin erkeğin, yetişkin olmayan dişi farelerden özellikle uzak durmalarını sağlayan bir radarı bulunuyor gibi görünüyor. Sosyal yaşamı büyük ölçüde görmek ve konuşmak üzerine kurulu olan insanlardan farklı olarak, fareler arasındaki sosyal etkileşimler, vücut sıvılarında salgılanan ve komşu farenin koku alma sisteminin vomeronazal organ (VNO) adı verilen özel bir bölümüne etki eden kimyasallar olan feromonlara dayanır. Feromonlar, farelerdeki sosyal etkileşimlerde önemli bir rol oynar. Bir eşe olan ilgiyi arttırmaktan, bir dişinin eşinin nerede olduğuna ilişkin hafızasını güçlendirmeye, yeni oluşan bir embriyonun "kürtajını" tetiklemeye ve annenin saldırganlığını attırmaya kadar farelerdeki sosyal etkileşimlerde feromonlar önemli bir rol oynar. Örneğin, erkek farelerin gözyaşlarında bulunan ESP1 isimli bir feromon, dişini cinsel hassasiyetini arttırır. Dişi fareler bir arada barındırıldıklarında birbirlerinin üreme döngülerini uzatır ve böylece çiftleşmeye istekli oldukları --kızışma-- döneminin başlangıcını geciktirir.
Peki, feromonlar farelerde cinsel davranış için çok önemli olduğundan, genç dişiler yetişkin erkekleri cezbedecek "seksi hormondan" yoksun olabilir mi? Yoksa genç dişiler, istenmeyen cinsel saldırılara karşı kendilerini korudukları özel bir feromona mı sahip? 2013 yılında Nature'da yayımlanan bir makalede; araştırmacılar, genetik yöntemler kullanarak farklı cinsiyet ve yaştaki farelerden toplanan çeşitli dokularda çok sayıda feromon proteini belirledi. Bunlardan birisi de farelerin göz dokusunda bulunan ESP22 adı verilen bir feromondu. Aşağıdaki grafikte gördüğünüz üzere, ergenlik döneminde (kabaca 2-3 haftalık) farelerde gözyaşı üreten bezlerde bu gen yüksek oranda ifade edilirken; yaşlandıkça azalır. Akrin hücreleri tarafından salgılanan ESP22, genç farelerin birçok feromon türünü içeren gözyaşlarında bol miktarda bulunuyor.
Araştırmacılar ESP22'yi fonksiyonel bir kimyasal sinyal haline getirmek için proteini VNO'daki (feromon tespit sistemi) nöronlara tanıttılar ve yanıt olarak aktive olup olmadıklarını izlemek için de elektrotlar kullandılar. Dahası, nöronal aktivasyondan kısa bir süre sonra mevcut olan bir proteini etiketleyerek (ve dolayısıyla son ateşlemenin bir işareti), araştırmacılar ESP22'nin beynin derinliklerinde badem şeklindeki bir bölge olan medial amigdaladaki nöronları da aktive ettiğini buldular. Medial amigdala, farelerde üreme ve duygusal tepkileri büyük ölçüde etkileyen ve feromon tespit sisteminden (VNO) gelen verileri alan limbik sistemin bir parçasıdır. Tüm bu veriler, ESP22'nin cinsel davranışta rol alan bir feromon olduğunu gösteriyor. Peki ama genç farelerde bu feromon tam olarak ne yapıyor? Cevabı açıklığa kavuşturmak için, araştırmacılar basitçe "alıcıyı" ortadan kaldırdılar: Feromon tespit sistemini (VNO) hemen hemen işe yaramaz hale getiren genetik bir mutasyona sahip yetişkin erkeklere genç dişileri tanıttılar. Sonuçlar ise son derece çarpıcıydı: Vahşi tip farelere kıyasla, bu erkekler genç dişi farelere karşı güçlü cinsel davranışlar göstererek hareketlerini daha hızlı sergimeye başladı. Aşağıdaki grafiklerde de görüleceği üzere, çiftleşme sıklığı (sol grafik); çiftleşme (üstüne binme) girişimindeki gecikme (orta grafik) ve çiftleşmede geçirilen süre (sağ grafik) mutant farelerde yabani farelere kıyasla bariz farklılıklar içeriyor. Bunun nedeni VNO mutantlarının hiperseksüel olması da değildi; çünkü mutant farelere yetişkin bir dişi sunulduğunda davranışları yabani tip farelerinkine benzerlik gösterdi. Bu sonuçlar, ESP22'nin cinsel ilerlemeye karşı caydırıcı bir işlevi olduğunu ortaya koyuyor. Bulguları bir adım daha ileri taşımak isteyen araştırmacılar, genç dönemde bu feromonu salgılamayan iki fare türü belirlediler. Yeterince, baskılayıcı olmadan, erkek fareler, gencin cinsiyeti ne olursa olsun, bu suşlara karşı (aşağıdaki grafikte gri sütunlar, kırmızı normal kontrol grubu) büyük ölçüde artmış cinsel davranış gösterdi. Bunun yanı sıra, ESP22'den yoksun genç farelerin vücutlarına feromunun sentetik bir versiyonu verilerek yeniden tanıtıldıklarında, yetişkin erkeklerin bir kez daha mesafelerini korudukları ve toplam çiftleşme girişimlerini büyük ölçüde azalttıkları görüldü.
Son olarak "kızgın" yetişkin dişi fareler feromon ile kaplandıklarında, erkeklerin bu istekli partnerlere daha az sıklıkta yaklaştıkları ve yaklaştıklarında da çiftleşme girişiminden önce daha uzun süre bekledikleri görüldü. Feromonlar genellikle alıcıdan gelen bir tepkiyi uyandırırken, ESP22'nin aktif bir biçimde davranışsal bir sonucu baskıladığı görülüyor. Feromonun her iki cinste de mevcut olması ilginçtir. Erkek-dişi binmesi genellikle üremeye işaret ederken; erkek-erkekte görülen üst üste binme davranışı daha çok sosyal egemenlik için bir mücadeledir. Bu nedenle üste binme davranışı doğası gereği her zaman cinsel bir eylem değildir. Yani bir anlamda belki de ESP22 toplumsal üyelere hem cinsiyet hem de güç bağlamında “henüz oyun alanına hazır değilim” sinyali veriyor olabilir mi? Peki ESP22 pedofiller için hapishaneden kurtulma gerekçesi olabilir mi? Cevap, kesinlikle hayır. İnsan feromonlerı konusu ve sosyal davranışlarımızda bir rol oynayıp oynamadığı hâlâ tartışılan açık bir sorudur. İnsanların işlevsel bir VNO'su yoktur ve bu nedenle feromon sinyallerini alsak bile, henüz keşfedilmemiş bir mekanizmadan geçmesi gerekir.