Çoğu insan kömürün başkalaşımı sonucunda elmas oluştuğunu düşünür. Hatta bu fikrin, çoğu fen sınıfında anlatılan elmasların oluşum öyküsünde bile geçtiği olur. Ancak kömür, elmas oluşumunda ender olarak rol alır. Aslında çoğu elmas, gezegendeki ilk kara bitkilerinden çok daha eskidir. Kömürün kaynak maddesi ise kara bitkileridir! Sırf bu bile, dünyanın elmas yataklarının kömürden oluştuğu fikrini sonlandırmaya yeter. Söz konusu fikirle ilgili bir diğer sorun da kömür damarlarının, genellikle yatay veya yataya yakın kaya parçaları olan tortul kayaçlar olmasıdır. Elmasların kaynak kayaları ise püskürük kayaçlarla dolu dikey bacalardır. 1950'lerde dünya yüzeyinde elmas oluşumu için yeni yöntemler keşfedildi. Bilimciler, elmas oluşturmak için gereken sıcaklık ve basınç koşullarını laboratuvarda sağlayabilir duruma geldi. İlk elmasların çoğu mücevher kalitesinde değildi ama matkap uçlarında, kesim aletlerinde ve taşlama çarklarında aşındırıcı granüller olarak kullanılmak için harikaydılar. Kısa süre sonra, eskimeyen rulmanlar, bilgisayar işlemcilerinde ısı emiciler ve yüksek sıcaklıklı pencereler olarak kullanılmak üzere daha büyük laboratuvar kökenli elmaslar üretildi. Günümüzde endüstriyel süreçlerde kullanılan elmasların hemen hepsi laboratuvarda yapılıyor. Azot eklenerek sarı, boron eklenerek mavi renkte hazırlanabiliyorlar. Yeşil, pembe, turuncu ve başka renk elmaslar da, yetiştirme sonrası işlemlerle elde edilebiliyor. Şu anda laboratuvarda elmas yetiştirmede dünya lideri olan ülke ise Çin. Tüm laboratuvar kökenli elmaslar, devasa miktarda elektrik tüketen ekipmanlar kullanılarak üretilebiliyor. Bu elektriğin bir bölümü, kömür yakarak elde edilebilir. Elmas oluşumunda kömürün en büyük katkısı da herhalde ancak böyle olabilir.