Kahve, kola veya enerji içecekleri.. Kafein, dünyanın en çok tüketilen psikoaktif maddesidir. Hiç şüphesiz, çoğumuzun daha uyanık hissetmesine yardımcı olan kafein, akşamları tüketilirse de uykumuzu erteleyebiliyor. Araştırmaların da ortaya koyduğu üzere, uyku eksikliği de nihayetinde beyindeki gri maddeyi etkileyebiliyor. O halde düzenli kafein tüketimi, beyin yapısında uykusuzluktan kaynaklı bir değişim meydana getirebilir mi? 15 Şubat'ta (2021) Cerebral Cortex'te yayımlanan araştırmada; bu sorunun cevabı arandı. Araştırma sonuçlarına göre, çalışma kapsamında tüketilen kafein yetersiz uykuya sebep olmadı. Ancak beyindeki gri maddedeki değişimler dikkat çekiciydi.
Gri madde, merkezi sinir sisteminin esas olarak sinir hücrelerinin hücre gövdelerinden oluşan kısımlarını içerirken; beyaz madde ise esas olarak sinir hücrelerinin uzun uzantıları olan sinir yollarını kapsar. Araştırma kapsamında, günlük olarak düzenli kahve tüketimi yapan 20 sağlıklı genç bireyden oluşan katılımcı grubunun beyin taramaları incelendi. 10 günlük iki periyotta kullanmaları için tabletler verilen katılımcılardan, bu süre zarfında başka bir kafein tüketimi yapmamaları istendi. Çalışmanın ilk periyodu için, katılımcılara kafein içeren tabletler verilirken; ikinci periyot için herhangi bir aktif içeriğe sahip olmayan (plasebo) tabletler verildi. Her iki 10 günlük periyodun sonunda, araştırmacılar, beyin taramaları ile katılımcıların beyinlerindeki gri madde hacmini incelediler. Bununla birlikte, beynin elektriksel aktivitesi (EEG) de kaydedilerek katılımcıların uyku laboratuvarındaki uyku kaliteleri değerlendirildi.
Veri karşılaştırmaları, ister kafein ister plasebo tableti almış olsun katılımcıların uyku derinliklerinin eşdeğer olduğunu ortaya koydu. Ancak katılımcının kafein ya da plasebo almasına bağlı olarak gri maddede önemli farklılıklar gözlemlendi. 10 günlük plasebonun ardından --kafein yokluğu--, gri madde hacminin; aynı süreyi kafein tabletiyle geçiren katılımcılardan önemli oranda fazla olduğu görüldü. Fark, beynin hafıza konsolidasyonu için gerekli bir bölgesi olan hipokampus dahil olmak üzere sağ medial temporal lobda özellikle çarpıcıydı. Günlük kafein tüketiminin açıkça bilişsel donanımımızı etkilediğini söyleyen araştırma ekibi, bunun da kendi içinde daha ileri çalışmalara yol açması gerektiğini vurguluyor. Dolayısıyla, kafeinin sağlıklı insanlar üzerindeki etkilerini irdeleyen daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuyoruz. Öte yandan, kafein, gri madde hacmini düşürüyor gibi görünse de, sadece 10 günlük kahve yoksunluğunun ardından katılımcılarda önemli ölçüde yenilenmiştir. Beyin morfolojisindeki bu değişiklikler geçici gibi görünüyor, ancak kahve içenler ile genellikle çok az kafein tüketenler veya hiç tüketmeyenler arasındaki sistematik karşılaştırmalara daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.