İletişim
Youtube
Instagram
ONLINE DERSLER

Carl Sagan'ın Olağanüstü Kariyeri

  • # Biyografi
  • Okuma Süresi 3
carl-saganin-olaganustu-kariyeri

Gökbilimci Carl Sagan’ı popüler yazıları ve konuşmalarındaki mükemmelliğiyle gezegen bilimci sıralamasında en üst sıralara yazmak mümkün. Sagan bu yeteneğini sadece bilimin önemini ve heyecanını sunmak için değil, aynı zamanda aklın merkeziyetini, anlaşmazlıkların mümkün olduğunca delillerin yardımıyla çözümlenmesini ve insanların etnik bölünmelere karşı temel benzerliğini savunmak için de kullandı. Onun bu özverisi, dünyanın şimdi içinde bulunduğu kötü duruma tezat olan bir antitez oluşturuyor. Carl Sagan, Güneş Sistemi ve içerisindeki Dünya konusundaki anlayışımıza önemli katkılar sağladı. Bunlar içerisinde belki de en önemlisi, George Mullen'le birlikte "Erken Zayıf Güneş Paradoksu’’ tanımlamasıydı. Bu yaklaşıma göre, Güneş tipik bir G sınıfı yıldız olarak geliştiyse-klasik varsayım- parlaklığı geçmişte daha düşük olmalıdır. Bu da şu anlama geliyor; bol kanıtlarla çelişir bir şekilde, 2 milyar yıl önce Dünya, şimdiki sera atmosferinin suyun sıvı bir şekilde Dünya üzerinde bulunmasını sağlayamayacağı kadar soğuktu. Yani muhtemelen, Dünya’nın o zamanki atmosferi şimdiki duruma kıyasla çok daha güçlü sera etkisi oluşturuyordu.  Bu durumun böyle olup olmadığı ya da neden böyle olduğu konusu, yer bilimlerinin ana konusu haline geldi. Sagan belki de en çok, Nobel Ödülü sahibi biyolog Joshua Lederberg’in ‘’exobiology’’ olarak adlandırdığı Dünya dışı yaşam üzerine bilimsel çalışmaları ve spekülasyonları ile ilişkilendiriliyor. 1976 yılında Viking uzay aracının Mars üzerinde yaşamı bulamayışı ya da daha da kötüsü bu konuyu bulanık bırakmasıyla, exobiology, gezegen biliminin gözünden düştü. Viking’den 10 yıl sonra, Sagan, laboratuvar organik kimyası ve uzay aracı verileri yoluyla Dünya dışı yaşam konusu üzerine ciddi bir şekilde düşen birkaç araştırma grubundan birinin başındaydı. 1980’lerin ortasında, Sagan'ın grubunun dışsal Güneş Sistemi radyasyon kimyası sayesinde bol miktarda organik üretilmesi gerektiğine işaret eden deneyleri, ulusal toplantılarda şiddetli tartışmalara neden oldu. Şimdi ise, kuyrukluyıldızları inceleyen uzay araçları verileri ve dışsal Güneş Sistemi’nin daha geniş kapsamlı keşfinden sonra, Organik: Karbon atomuna bağlanmış hidrojen, nitrojen ya da diğer muhtemel atomların oluşturduğu bileşiklerin genel adıdır.  varlığının yaygınlığı konusu oldukça sıradan ve bariz görülüyor. Güneş Sistemi boyunca sıvı su bulunan çevrelerin varlığının çoğalan kanıtları ile, Sagan’ın yakınlardaki örneklerde hayatın olup olmadığının bilinmesinin önemine vurgu yapan ısrarı Güneş Sistemi keşiflerinin ana yörüngesini oluşturmaya başladı. Bu disiplin şimdilerde ‘’astrobiyoloji’’ olarak adlandırılıyor ve NASA görevinin kalbinde bulunuyor. Sagan, 1990’lardaki bu dönüşü görecek kadar yaşadı. Sagan’ın bir yerlerde yaşamın olduğu ihtimalini araştırmadaki iyi bilinen hevesine rağmen, yaptığı bilimsel çalışmalar, Güneş Sistemi içerisinde başka bir noktada yaşam olma şansının az olduğunu gösteriyordu. Venüs’ün sera atmosferi üzerinde yaptığı çalışmalar, bu gezegenin yüzeyinin yaşama ev sahipliği yapacağı fikrini tamamen dağıttı. Sagan’ın yayınları bu durumu açıklığa kavuşturuyordu. Mars’ın mevsimsel "kararma dalgası" üzerine öğrencisi Jim Pollack ile yaptığı çalışmalar, bazı bilim insanlarının mevsimlik bitki örtüsünün etkisi olarak yorumladığı şeyin, yıllık toz fırtınalarından oluşan toz birikimi ile ikna edici bir şekilde açıklanabileceğini gösterdi. Güneş paradoksu da, Dünya üzerindeki yaşamın kökenini daha da gizemli hale getiriyordu. Elde ettiği bilimsel araştırma sonuçlarının çoğunun, Sagan’ın Güneş Sistemi içerisindeki yaşamı bulma adına kişisel umutlarını köreltmesi oldukça dikkat çekici. Fakat bu durum Sagan’ın bilimsel sürecin bir bileşeni ve aslında politik yaşamlarımızın bir gerekliliği olan kuşkuculuk üzerine olan ısrarıyla tutarlılık gösteriyor. Sagan yıllarca eleştirel düşünce üzerine lisans dersleri verdi ve hayatının sonuna kadar kadın düşmanlığına ve ırkçılığa tahammülü olmayan bir kuşkucu olarak yaşadı. Sagan’ın bilimin temel prensiplerini genel kitle ile paylaşma yeteneği harikuladeydi. Popüler yazılar yazma ve hitabet sanatı uzmanıydı. Daha sonra televizyon dizisi haline getirilen Cosmos kitabı, açık bir şekilde o zamana kadar İngilizce yazılmış bilim kitapları arasında en çok satan kitaptı. Sagan’ın kendi başına ya da başka yazarlarla beraber hazırladığı her kitap, bir rehber niteliği taşıyor ve anlatım dili itibariyle geniş halk kitlelerine de kolaylıkla ulaşabiliyor. Fakat Sagan’ın halka ulaşmak konusundaki olağanüstü başarısı birçok bilim insanı tarafından da küçümsenebiliyor. Bazı bilim insanlarının Sagan karşıtı tutum almalarının temelini ise bilimin popülerleşmesi yatıyor. Fakat bilimin günlük yaşantı ve politik hayat içerisinde daha önemli bir yerinin olmasında, bilimin daha anlaşılır ve popüler olmasının etkisi olduğu aşikar. Bu sebeple, Sagan’ın rolünün oldukça önemli olduğunu söyleyebiliriz.

Kaynak :

#Biyografi KATEGORİSİNDEKİ DİĞER PARAGRAFLAR

Anasayfa
Üye Girişi Yap
Sepetim (0)
Kitaplar
Paragraflar
Blog
İletişim