Vücudumuza çok yakın konumda olan tüm fiziki çevre koşullarının ve değişkenlerinin hissedilmesi de aslında vücudumuzun defans mekanizmalarından birisidir. Yumuşak dokunuş normalde üzerine çok da düşünmediğimiz ancak bir bardağı tutarken, çatal ve kaşık kullanırken, saçlarımızı düzeltirken, veya bir t-shirt giyerken dahi kullandığımız dokunma ve hissetme davranış ve duyularını içeren bir sistemdir. Vücudumuza çok yakın konumda olan tüm fiziki çevre koşullarının ve değişkenlerinin hissedilmesi de aslında vücudumuzun defans mekanizmalarından birisidir.
Buna ek olarak, dışardan gelip vücudumuza tutunarak bizi ısıran veya sokan böceklerin de fark ve tespit edilmesi ile bu tehlikelere karşı korunmamızı sağlayan da yine bu sistemdir. Üstelik, bu zararsız gibi görünen böcek ısırıklarının Lyme hastalığı (sakırga kenelerinin ısırması ile bulaşan), sıtma ve daha birçok hastalığa sebep olabileceği düşünüldüğünde, vücudumuza konan bir böceğin yarattığı basit bir kaşıntı hissini fark etmenin önemi daha da iyi ortaya çıkmaktadır. Salk Institute araştırmacıları omurilik boyunca uzanan sinirlerin bu tip kaşıntı sinyallerini beyne iletmekte ne kadar etkili olduğunu keşfetti. Cell Reports'da yayımlanan çalışmada kaşıntı ilaçları geliştirilerek kronik kaşıntı gibi rahatsızlıklara karşı savaşta kullanılabilecek veriler elde edildi. Egzamadan diyabete ve hatta bazı kanser tiplerine kadar semptom olarak görülebilen kaşıntı veya kronik kaşıntı durumuna sebep olan mekanik kaşıntı duygusunun diğer dokunma hislerinden farklı olduğu biliniyor. Görünene göre, aynı zamanda omurilikte kendine has bir de sinir yolağı bulunuyor.
Araştırma ekibi daha önce omurilikte, mekanik kaşıntı hissini kapalı konumda tutan engelleyici (inhibitory) nöron takımı keşfetmişti. Bu nöronlar olmadan nörotransmitter nöropeptit Y (NPY) salgılanmamış oluyor ve kaşıntı yolağı sürekli açık olduğundan kronik kaşıntı durumu ortaya çıkıyor. NPY nöronlarının baskıladığı kaşıntı hissinin beyine nasıl ve ne şekilde ulaştığı ise bilinmiyordu. Araştırmacılar NPY nöronları olmadığında, omurilikte normal şartlarda yumuşak dokunuş hissini ileten nöronların açık konumda kaldığını hipotez olarak ortaya attı ve daha sonra bu 'yumuşak dokunuş nöronlarının NPY için reseptör salgılayan (Y1 omurilik spinal- nöronları) nöronlar oldukları belirtildi.
Dorsal kök gangliyonu kesiti hafif veya yumuşak dokunuş denen dokunma duygusu bilgisini Y1 nöronları yolu ile iletirken.
Telif: Salk Institute
Bu nöronların yumuşak dokunuş kaşıntı hissini hızlandırıcı veya sürekli iletilmesi etkisi yaratıp yaratmadığını test etmek için araştırmacılar hem NPY engelinden hem de Y1 nöronlarından seçici olarak kurtulmalarını sağlayacak bir deney dizayn etti. Y1 nöronları olmadan farelerin normalde verecekleri kaşınma tepkilerini vermedikleri görüldü. Dahası, araştırmacılar hayvanlara Y1 nöronlarını aktive edecek ilaçlar verdiğinde hiçbir uyaran olmasa da farelerin kaşındığı tespit edildi. Akabinde, NPY nörotransmitterinin Y1 nöronu uyarılabilirliği seviyesini kontrol ettiği yani NPY sinyallerinin yumuşak dokunuşa karşı hhassasiyetimizi ayarlayan mekanizmalar gibi davrandığı gözlemlendi. Y1 nöronları kaşıntı sinyallerini beyne omurilikten gönderirken diğer nöronlar da son tepkinin ne olacağını beyinde nasıl bir reaksiyonun ortaya çıkacağını düzenlemeyi sağlıyor. Ancak tüm beyin aktivasyonunun haritalanabilmesi için daha fazla incelemeye ihtiyaç duyulacağı aşikâr. Aşırı kaşınan, hassas derilere sahip veya kronik kaşıntı gibi rahatsızlıkları olan insanlarda terapilerin geliştirilmesi için bu incelemeler ve moleküler bir takım aktivasyonların da çözümlemeler gerekiyor.