Tarih boyunca insanoğlu belirsizlikleri ortadan kaldırmakla meşgul olmuştur. Önce kendine sonra dünya ve evrene dair bilinmeyenleri çözmek için yeni yollar arayan insanlık evreni keşfettikçe, belirsizlikler azalmaya başlamış ancak insanoğlunun evrenin işleyişini anlama ve yaşayışını anlamlandırma isteği hiçbir zaman son bulmamıştır. Yaşam süresi kısıtlı olmasına rağmen ömrünü sorgulamalarla geçiren insan evrene dair bilgisini artırdıkça, belirsizlikleri yok etmeye bir adım daha yaklaştığını düşünmüştür. Zihninin sınırlarını genişletmeye devam ettikçe kendine dair farkındalığı da gelişmiş ama bu farkındalık her zaman zihinsel sınırlarının gerisinde kalmıştır.
Sizin de farkettiğiniz gibi, çoğunlukla karar alırken ya da bir şeyler üzerine düşünürken bu sürecin nasıl geliştiğinin bilincinde olmayız. Çoğu zaman tüm olasılıkları hesaplamamamıza rağmen doğru kararlara sezgisel yollarla ulaştığımızı görürüz. Bu noktada bilinçaltı ve sezgi kavramlarına değinmek doğru olur. Jung’un da inandığı gibi algılama sürecinde duyularımız yetersiz kaldığında sezgiler yardımımıza koşar. Sezgiler, bilinçdışını kullanarak düşünme ve duyumsama yeteneklerimizin yetersiz kaldığı noktada devreye girer ve en doğru kararlara ulaşmamızda bize yardımcı olur. Karar alırken veya bir şeyler üzerine düşünürken yaptığımız çıkarımlara sezgi yoluyla ulaştığımızı düşünürüz. Aslında bu süreçte bilinçaltındaki verileri kullanarak birçok olasılık hesabı yaparız ancak bu işlem milisaniyeler sürdüğü için sürecin farkına varmamız mümkün olmaz. Farkında olmadan yaptığımız olasılık hesapları bir noktada bize istatistikteki Bayes Teoremi‘ni hatırlatır. Bayes Teoremi’ne göre bir nesne hakkında hayat boyu edindiğimiz bilgiler o nesnenin ebatı hakkında verdiğimiz kararları etkiler. Burada bahsettiğimiz nesnenin ebatı, kavramlara bütünsel olarak yaklaşmayla da ilişikilendiriliebilir.
Bayes Teoremi:
Günlük hayattan bir örnek vermek gerekirse, 60 yaşındaki birinin kanser olma olasılığı, p(a|b) ;
- Bir insanın 60 yaşında olma olasılığı, p(b)
- Bir insanın kanser olma olasılığı, p(a)
- Kanser olan insanların 60 yaşında olma olasılığı, p(b|a) şeklinde hesaplanır.
Bayes teoremi bazı istatistikçilere göre özel bir önem taşır. Sübjektivist düşünürlere göre olasılık değerleri nesnesel özellikler taşımaz, bunlar kişinin meydana çıkardığı subjektif değerlerdir. Bu noktada Bayes Teoremi yeni kanıtlar meydana çıktıkça olasılık değerleri hakkındaki sübjektif inanışların güncelleştirilip değiştirilmesini sağlayan bir araçtır; yani sonsal bir yaklaşımın temeli niteliğindedir.