Ateş böceği, Lampyridae (ateş böcekleri) familyasını oluşturan bahar ve yaz aylarında geceleri uçarken yanıp sönen ışıkları ile tanınan, kınkanatlılar takımından böcek türlerine verilen ad. Ateş böcekleri genellikle kısa aralıklarla yanıp sönen bir ışık saçar. Bu ışığın yanıp sönme ritmi, erkek ile dişinin buluşmasını sağlayan işaret sisteminin bir parçası ve ateş böceklerini öbür ışık saçan böceklerden ayırt eden bir özelliktir. Işık saçmasının hızı, sıklığı ve dişinin erkeğe yanıt vermesinden önce geçen süre özel anlamlar taşır. Bazı uzmanlar bu parıltının ayrıca bir savunma mekanizması olduğunu ve saldırgana ateş böceğinin acımsı tadını anımsattığını öne sürerler. Oysa bu önleme karşın, bazı kurbağalar o kadar çok ateş böceği yer ki, sonunda kendileri de ışık saçmaya başlar.
Erkekleri kanatlı, dişileri kanatsız olup larvalarına benzerler. Bu özelliklerinden dolayı bazı bölgelerde dişi ve larvalara “yıldız kurdu“ adı verilir.Bazı çeşitlerinde erkek, dişi ve larvalar da ışık üretir. Her türün kendisine has sinyal şifresi vardır. Kuzey Amerika`da bazı çeşitlerin dişileri de kanatlı ve ışık üreticidir. Bütün ateş böceklerinin larva ve erginleri etçil olup, yumuşakça böcek ve böcek larvalarıyla beslenir. Işık organları karın bölümünün son kısmında bulunur. Saydam bir kütüküla tabakası ile örtülüdür. İç kısmı fotojenik hücreler ve otomobil farları gibi ışığı yansıtıcı bir tabakadan müteşekkildir. Işık organında üretilen yağa benzer lüsiferin maddesi “Lüsiferinaz“ enziminin katalizörlüğünde kademeli olarak oksijenle yakılır. Bu kimyasal olayda ışık meydana gelir. Hava oksijeninin kontrollü tüketimine bağlı olarak ışık zaman zaman yanıp söner. Bu yanıp sönmeler eşlerin birbiriyle haberleşmesini sağlar. Ateş böceğinin ürettiği ışık, yavaş yavaş meydana gelen oksitlenme sonucu kimyasal enerjinin ışığa dönüşmesidir. Çıkan ışık tamamen soğuktur. Isı kaybı yoktur.