Gün geçtikçe toplumda Alzheimer hastalığı artmaktadır. Buna orantılı olarak bu alanda daha da fazla çalışmalar yapılmaktadır. Son çalışmalara göre kaliteli bir eğitim ve evlilik beynimizin Alzheimer’dan korunmasında önemli etkilere sahiptir.
Alzheimer hastalığının en belirgin göstergelerinden biri unutkanlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında hastanın kişilik özelliklerinde değişim görülmekte ve beceri kaybı ortaya çıkmaktadır.
Alzheimer hastalarında zamanla çevreyi tanımama, kendini ifade edememe hatta ilerleyici bağımsızlığını kaybetme görülmektedir. İlerleyen süreçlerde hasta kendisine bakamayacak durum gelip yatağa bağımlı hale gelebilmektedir.
Alzheimer hastalığının en önemli özelliği beyin hücrelerinin kademeli olarak ölmesine neden olan yanlış katlanmış proteinlerin oluşturduğu “plakalar” ve “düğümler”dir. Bu proteinlerin etkinliğini durdurmak ya da etkinliğini geri çevirmek için yapılan ilaç araştırmalarından sonuç elde edilememiştir. Bu nedenle Alzheimer hastalığına neden olabileceği düşünülen ortak risk faktörlerine karşı mücadele ile hasta sayısının azaltılıp azaltılamayacağına dair çalışmalarda artış olmuştur.
Bu konuda oluşturulan teorilerden biri eğitimin Alzheimer hastalığını engellemeye yardımcı olacağına dairdir. Cambridge Halk Sağlığı Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre İngiletere’de Alzheimer hastalığının insidansı düşmektedir. Bunun nedeni olarak eğitimdeki gelişmeler, sigara içen sayısının azalması, iyi bir diyet ve egzersiz olduğu düşünülmektedir.
Cambridge Üniversitesi Klinik Sinirbilim Departmanından Prof. Hugh Markus eğitimin Alzheimer hastalığı üzerine etkisi ile ilgili bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada Prof. Markus 17.000 Alzheimer hastasının genetik varyantlarını incelemiştir. Bu inceleme sonucu kişilerin eğitim düzeyinin, Alzheimer hastalığının riskinin düşmesinde etkili olabileceği düşünülen genetik varyantların varlığına rastlanmıştır.
İsveç Karolinska Enstitüsü’nden Dr. Susana Larsson “bu sonuçlar, eğitimin Alzheimer hastalığı riskinin düşmesi ile bağlantılı olduğuna dair güçlü bir kanıt sunmaktadır ve eğitimin iyileştirilmesinin bu yıkıcı hastalığa yakalanmış insan sayısını azaltmada önemli bir etkisi olabileceğini önermektedir,” diyor. Bu alanda yapılan çalışmalar kanıtlıyor ki eğitim beyin ağlarının ve bağlantılarının geliştirilmesine yardımcı olmaktadır.
Alzheimer riskinin azaltılmasında etkili olabileceği düşünülen diğer bir etken ise kişilerin medeni durumuna bağlı olabilir. College London Üniversitesi’nden psikiyatrist Andrew Sommerlad 800.000 kişi üzerinde gerçekleştirdiği bir çalışmada bu soruya yanıt aramıştır. 15 farklı çalışmanın datalarını toplayan psikiyatrist Sommerlad 812.047 kişinin medeni durumunu ele alarak bir değerlendirme yapmıştır. Bu çalışma sonucuna göre hiç evlenmemiş kişilerin Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin evli kişilere göre % 42 daha fazla olduğu bulunmuştur. Dul kalmış kişilerin ise evli kişilere göre % 20 daha fazla risk altında olduğu görülmüştür.
Psikiyatrist Sommerlad bunun nedenini ise “evli kişiler daha sağlıklı bir hayat yaşamaya eğimlidirler ve daha sosyal bir hayatları vardır. Ki bu neden daha az demans geliştirmeye yatkın olduklarını açıklayabilir,” şeklinde belirtmektedir.